MENÜ

Tribünlerin sesi...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Futbol oyununun pek ayarlanamayan, öngörülemeyen durumları var. Kötüyken kazanabildiğiniz gibi, iyi oynamanın da her zaman galibiyet için bir garantisi yok.

Bursaspor maçında çok daha vasat, sıkıcı, sonuç odaksız bir futbol oynayan Trabzonspor sahadan 3 puanla ayrılırken, dünkü iştahlı, sonuca yatkın, hep pozitif oyun anlayışının o istenen sonucu çıkartamaması ancak böyle açıklanabilir.

Şota genel olarak konuştuğu, anlattığı felsefeyi oyuncularına da aşılamış. Ne olursa olsun önde oynuyorlar, oynamak için uğraşıyorlar, kanat bindirmesi, ortadan hücum denemesi, şutlar...

Kısacası her şeyi deniyorlar. Bu puan kaybedilen gecenin en önemli artısı. Çünkü taraftardan futbolculara kadar herkes biliyor ki, Bursaspor maçındaki oyun arada bir kazandırır ama bu futbol ise çok nadiren puan kaybettirir. Oyundan çıkanlara verilen destek, sonra da çalan son düdüğün ardından Avni Aker’de kopan alkış yağmuru aslına bakarsanız taraftarın futbolculara ve teknik heyete verdiği nottu. Kazandıkları maçlarda bile ıslıklanan futbolcuların bu mesajı iyi yorumlaması Trabzonspor’un aldığı ya da alacabileceği puanlar kadar kıymetli.

Genel oyunun dışında birkaç özel durum vardı sahada... Marko Marin mesela. Arkadaşlarının adını bile ezberlemeden sahaya çıkmasına rağmen inanılmazdı. Sorumluluk aldı, ileriye oynama arzusundaki Trabzonspor’a kendi tabiriyle vites yükseltti. Özellikle içeride bu şekilde oynamasını beklediğimiz Trabzonspor için büyük kazanç. Ve Okay... Bulunduğu mevkide kendisinden çok daha pahalı, deneyimli ve egolu futbolcular olmasına rağmen kontenjandan değil, gerçek anlamda hak ederek oynuyor. Formaya asıldı, almak zor. Okay’ın bu performansı ve azmi Trabzonspor’da memuriyeti seçen oyuncular için en anlamlı mesaj.

YORUM YAZ