MENÜ

Trabzonspor'un gerçek gündemi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Takıma gelen yıldız ya da yıldız adayı her oyuncunun ‘ölene’ kadar Trabzonspor’da kalmasına dair şartlanma, giden her sporcuyu ‘hain’ sınıfına koyma, emek sahiplerini itibarsızlaştırma adeta bir kent ve tribün kültürü olmak üzeredir. Ki bu da bundan sonra bu renkleri tercih edecekler için bir başka Trabzonspor handikapı demektir. Oysa ki, yakın geçmişte Türkiye’nin yetişmiş ve patlama yapmak üzere olan değerlerini (Onur Kıvrak, Selçuk İnan, Olcan, Burak Yılmaz), hepsi yıldız olmasa da takıma 5-6 sezon istikrarlı üst düzey verim sağlayan yabancılarını (Alanzinho,Colman, Bosingwa, Celustka) ve alt yapıyı rakiplerine göre (Gökdeniz, Tolga Zengin, Yusuf Erdoğan, Mustafa Yumlu) işler şekilde kullanan da Trabzonspor olmuştur.

Atılan adımlar çok önemli
Buradaki sıkıntı kendi yetiştirdiği değerler dahil, her oyuncunun bir gün buradan herhangi bir sebeple ayrılabileceğini düşünmek, küskünlük üzerine inşa edilemeyecek sistemi buna göre işletmek, gidenleri aratmayacak adımlar atmak gerekliliğidir. Nasıl ki, Volkan Şen gittiğinde Yusuf, Tolga gittiğinde Onur, Giray gittiğinde Mustafa, Burak yokluğunda Henrique devreye girebiliyorsa, sistemi buna göre kurgulamak mümkündür. Üstelik bu sistem öyle iyi örnekler vermiştir ki, hem oynatacak teknik heyetlerin hem de adımı atacak yönetimlerin kredisini yükselmiştir. Ve böyle bir akımın devamında Trabzonspor’un mevcut transfer politikasının çok kıymetli olduğunu ve doğruya katkıda bulunduğunu düşünenlerdenim.

Gidenler transfer sayılır

Bir kere gidenlerin, Olcan Adın dahil hepsinin, bir tek Henrique hariç, Trabzonspor’da misyonunu doldurduğunu, artık sorun noktasına doğru gittiği ortadaydı. Olcan inatla takımda tutulsa ilk maçtan başlayarak hataları aranacak, sayısız dedikodu yazılacak, takımın önünde kriz olacaktı. Janko’nun gidişi transferdir, Adrian ve Henrique ederini bulmuştur. Giden Malouda, gidecek Colman ile birlikte Başkan verdiği sportif sözü tutmuş, kadroyu yüzde 80 değiştirmiştir. Gelen iç piyasadaki oyuncuların tamamı için ‘yetenek eksiği’ konuşulamaz, büyük takım formasıyla neler yapabilecekleri tek belirsizliktir ama doğru bir politikanın eseridir. Yeter mi, yetmez. Mevki söylemeye gerek yok, hâlâ ana 2-3 eksik var, sonuçlarına hep beraber bakacağız.

Vahid hoca faktörü
Ve tabi ki Halilhodziç. Cezayir ile vitrine çıkması, ‘Denenmişi deniyorlar’ gibi kısır eleştirilerin önünü tıkamakla kalmadı, ekstra bir hava bile getirdi. Her denenmiş bir hata olsa ülkemizde Lucescu ateşi bu kadar harlanmazdı asla. Üstelik hocanın, Türkiye ve Trabzon bilgisi bir yana Afrika’dan Avrupa’ya uzanan geniş portföyü de büyük bir şanstır yakın gelecekte. İç piyasanın dinamiklerini bilen ve iyi bir Trabzonsporlu olduğu su götürmez Hami Mandıralı’nın da bu yapının içinde kalması durumunda ikilinin enerjisi başlı başına bir transferdir. Kısacası sportif olarak 1 yıl isteyen, ekonomik zorluklara rağmen kendi içinde bir transfer bütçesi yaratan bu ekibe şans vermek, kongre turizminden (!) sanki daha gereklidir.

YORUM YAZ