MENÜ

Jun Suk gerçekleri!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Önemli kriterdir aslında futbol aleminde bir futbolcuyu Porto’nun beğenip kadrosuna alması, satmayıp kiralama seçeneğine yönelip, ‘patlama’ beklemesi. Ancak Jun Suk, geride kalan süreçte (Bundan sonra mucize yaratmazsa) adeta, “Porto da yanılır ağalar, beyler” dedirtti. Tamam, forvetin varlık göstermesi gerideki arkadaşlarınca desteklenmesine, organizasyon çeşitliliğine falan da bağlıdır ama Güney Koreli sanki arkasında Messi bile oynasa olmayacakmış gibi.

Öyle ki, “Lütfen git bir takım bul” denilen ve son dakikada kadroda kalan N’Doye onun yanında Ronaldo ayarında. Bunların tamamını Trabzonspor taraftarı biliyor elbette ama bilinmeyen ve biraz olsun rahatlatacak bir şey söyleyeyim o zaman...

Trabzonspor, Jun Suk’un bonservisini almak için Porto’ya çok dil döktü, ısrarcı oldu ama olmadı. Porto, opsiyonlu olarak kiraladı. Bordo-Mavililer, isterse öncelik hakkına sahip. İsterler mi!

Abi Trabzonspor

Bizim futbol gerçeğimiz topun 3 direğin arasından geçmesi üzerinedir. Çok istisna durumlar dışında bu iş icra edilemezse diğer her icraat boştur. Kimse doğal olarak iyi futbolları, baskılı oyunları hatırlamaz. Skorlardır belirleyici, saha dışındaki işleri destekleyici. Tam da bu noktada Trabzonspor’da saha dışında birçok gelişme yaşanırken saha içinde beklenen sonuçlar gelmediği için o hareketlilik çok geri planda. Kombine-loca satışı, isim hakkı görüşmeleri, yeni projeler, çözüm üretilen çözümsüz mevzular. Ya öteleniyor ya da ‘Gündem değiştiriyorlar’ eleştirisine yakalanmamak için anlatılmıyor. Ancak gördüğümüz, duyduğumuz birkaç eylem oldu ki, Trabzonspor’un Türkiye’de ‘Anadolu’nun abisi’ olma iddiasına yakışır.

Yönetici Gökhan Saral’ın başı çektiği, Başkan Usta dahil tüm arkadaşlarının peşinden gittiği işler... Engelli taraftarları misafir etmek, 15 Temmuz darbe girişiminin sembol ismi şehit Ömer Halis Demir’in ailesini Akyazı açılışına çağırmak, Demir’in ailesinin yaşadığı bölgenin amatör takımına omuz atmak... Yüzde 60’ını almaya hak kazandığı hasılat gelirinin tamamını Çorum Belediye’ye bırakmak... Çorum’da Trabzonsporlu futbolcuları ilk kez yakından görüp ağlayan taraftarını ailesiyle Avni Aker’e çağırmak... Bunlar artarak çoğalması gereken, anlatılmasından çekinilmemesi gereken adımlar.

Altyapı romantizmi

Trabzonspor’da yılların mevzusudur... Efsane işler yapan, dönemi için gerçekten de tarih yazıp Trabzonspor’u memleketin büyüklerinden yapan kadronun tamamının ‘Trabzonlu’, yani yerlinin yerlisi olma durumu. Üzerine bina edilir birçok sportif planlama eleştirisi. Tabii ki o eleştirilerin sahipleri de biliyordur devrin değiştiğini ama değişmeyen şeyler de yok değil. Bölgede futbola olan ilgi ve konu Trabzonspor olunca duran hayat gibi. Fakat son yıllarda çok azdır oralardan yetişip gelen. Tüm altyaş kategorilerinde yazılan destanlara rağmen. Üst yapı öncesi hazırlıklar 10 numara olsa da bir türlü A Takım’da altyapı değeri görmüyorsak bunun sebebi ne o takımın hocası ne de yetiştiricilerdir. Sebep büyük ölçüde planlama hataları, değişken hedefler... Bu sezon da ona kurban gitti. Hepsi yetenekli, Trabzon seviyesinin oyuncularıydı. Ancak olmadı. Bir hoca bu dengeyi sağlar, o cevheri işlerse en az şampiyonluk kadar destansı bir işe imza atmış olacak.

Akyazı’ya marş marş!

Artık gün sayılıyor taşınma için.
Avni Aker’e veda işine şu an pek uyanmayan, orada bir anısı olmadığı için kafasını taşlara vuracak Trabzonlular...
Akyazı’da yepyeni bir tarih başlatacak Bordo-Mavililer.
Açılış planları çok kapsamlı, sürprizler var ve o sürprizlerin tadını kaçırmamak için yazmak en azından tarih yaklaşmadan yazmak doğru olmaz. Çünkü halen üzerinde çalışıyorlar.
Bana göre çalışması gereken bir grup da Trabzonlu sanatçılar. Kazım (Koyuncu) olsaydı, Akyazı’ya bu takımı şarkısız, türküsüz, marşsız uğurlamazdı diye düşünerek, eli kalem tutan ünlülerin biraz bakması lazım bu konuya sanki.

YORUM YAZ