MENÜ

Global futbol!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Mustafa hocanın (Akçay) adının yeni sezon için Osmanlı FK ile anılmasından dolayı aklıma geldi. Globalleşen futbol keskin hatları da ortadan kaldırıyor, çok aykırı, ‘olmaz’ denilen beraberlikleri peşinden sürüklüyor. Kimse yanlış anlamasın, “Nasıl olur, olmamalı” havasında değil bu yazdıklarım. Sadece keskin çizgilerin kalkması, belki uçların da birbirini anlamasına yardımcı olur, normalleşme sağlanır, 2-3 insan daha bu yolla düşünmeye, empati yapmaya bile sevk olabilir.

Aklıma gelen birkaç umutlu eşleşme.

-Kendini ‘inançlı-komünist ’ diye tanımlayan Mustafa Akçay ’ın, ülkücü gelenekten Ünal Karaman ile çalışması.

-Futbolumuzun solunda yer alan Adana Demirspor ’un teknik direktörlerimizin en sağındaki Ünal Karaman ’a Süper Lig hedefini teslim etmesi.

-İnançlı komünist Akçay ’ın, Melih Gökçek’in ya da oğlunun takımına hoca olma olasılığı. (Not: Mustafa hocaya (Akçay) Osmanlı işini sordum ve beklediğim yanıtı aldım: Hocası olan bir takımın hiçbir yöneticisi bana böyle bir işi teklif bile edemez.)

(Not: Mustafa hocaya (Akçay) Osmanlı işini sordum ve beklediğim yanıtı aldım: Hocası olan bir takımın hiçbir yöneticisi bana böyle bir işi teklif bile edemez.)

Muharrem Usta ve Abiş Hopikoğlu...

Hemen olmaz. Tıpkı futbolun geldiği gibi kentin tüm damarlarına işlememesi gibi. Başarı ve başkaldırı sürüklemiştir Trabzon ’u Trabzonspor’un peşinden. Hiç kuşku yok ki başarı ve başkaldırı olmasaydı bugün Gaziantep-Gaziantepspor veya Kayseri- Kayserispor ilişkisinden pek öteye geçmezdi, Trabzon-Trabzonspor durumu. Ancak şu an neredeyse kentin tamamı Bordo-Mavi ’ye aşıktır.

Basketbol ise kentin yeni heyecanı. 2.Lig’den çıkarken hedeflfler elbette Trabzonspor markasına uyacak türdendi. Fakat kısa sayılabilecek bir sürede EuroChallenge ’ta fifinal, hedeflflere de sınıf atlattı. Organizasyonun ilk günü acemilik, fifinali ise ustalık çağıydı. Salon muhteşemdi. Kent başarının ve organizasyonun hakkını verdi. Sürmeli, bir anı olarak kalmamalı. Ana sponsorun patronu Muharrem Usta ’nın yaptığı çok önemli. Seçim kaybettiği bir dönemden sonra hiç eli geri gitmeden taşın altına parasını da, vizyonunu da soktu. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ile didişmek yerine enerjisini doğru ve hayırlı bir işe kanalize etti.

Abiş Hopikoğlu. O aslında finali kaybetmedi, kazandı. Basketbolun başkanı kendi tabiriyle 8-10 kişilerden 10 bine yakın taraftar desteğine kavuştu. İyi bir spor adamı, işin meraklısı. Varlığı önemli. Trabzonspor ’un basket takımı artık popüler ve mutlaka bu cezasız kalmayacaktır! Birçok ilgili-ilgisiz talibi çıkacak, koltuk meraklısı türeyecektir. Camianın doğrunun yanında sağlam saf tutması lazım.

Ve Hacıosmanoğlu. O da sevdi basketbolu. Üvey evlat muamelesi yapmadı. İstanbul ’da oynanan 1.Lig’e çıkış maçlarında da vardı, 6 sene sonraki fifinalde de. Aslında 3 benzemezin tek potada buluşup böyle bir başarıyı ortaya çıkarması daha da anlamlı. Trabzon, futbol şehri olmaktan spor şehri olmaya çok potansiyelli olduğunu kanıtladı. Takipçisiyiz.

Sadri Şener

Bir kez daha konsey toplantıları var Trabzonspor’un gündeminde. Eski başkanlar önderliğinde. Öne çıkan nokta Sadri Şener’e ‘Tekrar gel başkan oy’ baskıları. Olacak iş değil. Yani neresinden tutarsanız elinizde kalır.

Neden mi?

1- Bu camia Sadri Şener’i hakkını vererek mi uğurladı da şimdi geri çağırıyor?

2- Trabzonspor’un ‘önde gelenleri’ ama hiç kendini öne atmayanlar, 2010-2011 sezonunun şampiyonu olarak kabul ediyor ama iş Şener’e gelince bol bol yutkunma, öksürme, sessizlik.

3- O camianın ‘önde gelenleri’ değil mi Sadri Şener’i adliyede, şike davasında yalnız bırakanlar! Şimdi nasıl, “Gel biz senin arkandayız” diyecekler.

4- Sadri Şener, esprili, eğlenceli, keyifli bir insandır. Oturup konuşulur, dert dinler, akıl verir... Umursamaz gibi görünür ama benim tanıdığım Sadri Şener, herkesin plakasını almıştır! O yüzden de bir kez daha bu başkanlık işine gireceğini hiç sanmıyorum.

YORUM YAZ