MENÜ

Burak'ın varlığı-yokluğu

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Burak’ın ne kadar bu kadroya uygun bir oyuncu olduğunu... Burak’ın kentte ne kadar ciddi bir karşılığı olduğunu... Burak’ın ne kadar ilk günkü aşkla oynadığını ilk hafta ve Kadıköy’de kısa bir süre gördük. Onun varlığı elbette çok kıymetli. Onsuz bir Göztepe maçı izledik ki, sanki Messi’siz Barça, Ronaldo’suz Real, Totti’siz Roma gibiydi. Herkes final için birini arıyor ama bulamıyordu. O yüzden de yine yapılıyor olsa da tüm hücum organizasyonları boşa çıktı adeta. Buraklı sistemin oturması elbette Trabzonspor’a sınıf atlatacaktır. Ancak Burak’sız oyuna da Ersun Hoca mutlaka bu seviyeye yakın bir çözüm üretmelidir.

Ne lazım derseniz...

Bir 10 numara aranıyor, bu malum. Ersun Hoca’nın skor da yapan, pozisyon değiştirebilen, sürprizleri bol bir 10 numara istediği de malum. E kim istemez! Lakin burada alınacak oyuncunun özellikleri ya Yusuf Yazıcı’ya, Olcay’a, Bongonda’ya hatta arkadan gelen beklere çok büyük katkı sağlar ya da onları da köreltir. Trabzonspor’un burada ‘almak için almak’ mantığıyla, Ersun hocanın ve takımın bünyesinin kabul etmeyeceği bir 10 numara, adı yıldız bile olsa, alması olan işlerliği de bozar.

Hakem üzerinden yürümek

Hakemlerimizin geçen sezondan yenisine sarkan formsuzluğu malum. Ancak bu formsuzlukta futbol ailesindeki en küçükten en büyüğüne kadar herkesin payı var. Şikayetler de doğal olarak erken başladı, büyük maçlar haftaları sıklaştıkça ve kayıplar arttıkça herkesin şikayeti daha da artacak. Üstelik bu kez 4 büyükler dışında kalan ekipler de çok ciddi zahmetlerle, çok maliyetli kadrolar kurdular, camialarını iştahlandırdılar. Fakat bu ‘Biz kazansak da kazandırmayacaklar’ durumu üzerinden en büyük sıkıntıyı yaşayanlardan biri Trabzonspor kulübüdür demiyorum, Trabzonspor camiasıdır. Yani Ersun hoca da elbette sıkıntılarını paylaşmalı ama özneyi bu durumla belirlemek hem şehrin hem de takımın motivasyonuna en büyük darbelerden biri olur.

Kent şimdi devreye girmeli

Trabzon kenti yeni statla ve yeni takımla ciddi bir uyanış yaşadı. Geçen sezonun 2. yarısı ve bu sezonun ilk 2 haftası da futbolu olmasa bile mücadele gücünü alkışladı. Fakat Göztepe sınavında vites bir anda düşünce mutlaka kent bir sarsılmıştır. Ancak yakın tarihte örneği çok; bu takımın kente en çok şu an, inşaatın boyu yükselirken yaşanan sorunlarda sahip çıkması gerekir sanki.

Biraz da milli takım

Hak edenlerin alınmaması, adı bile anılmayacakların davet edilmesi hadi bir tarafa. Ancak bu milli takımın üzerindeki küsmeler, kavgalar ve çatışmaların hep bu halkı Ay Yıldızlı formadan uzaklaştırdığı gün gibi ortadayken... Yine bu kadar dedikoduya, akıl yürütmeye, kötü düşünmeye, bu işte bir iş mi var dedirtmeye, acaba hesap mı soruluyor diye kafa patlattırmaya Allah aşkına ne gerek var. Milli takımımız hesap sorma, ders veya mesaj verme, kavga etme, küsme, çocukluk etme, artistlik yapma yeri değildir. Raconu böyle giderse Türk halkı kesecek, milli takımımızın İstanbul’dan kaçıp sığındığı Anadolu bile sırt dönecektir. Bu da burada dursun!

YORUM YAZ