MENÜ

Bu kez başka

Abone Ol Google News

Malum süreçten bu yana Fenerbahçe-Trabzonspor maçlarının anormal bir havaya büründüğünü, saha içinden çok dışında oynandığını gizlemek komik olur. Altyapısı olmayan normalleştirme çabaları, samimiyetsiz yaklaşımlar ve günlük politikaların da ortaya ucubelerçıkardığı bir gerçek. Ancak 2 heyecanlı, enerjisi yüksek camianın Trabzonspor tarafının süreçten daha fazla zarar gördüğü, işin sportif boyutuna dönme adına daha fazla zorlandığı da çok açık. Kent futbola sırt çevirdi, genel futbol düzenine isyan etti, pek de beklediği sportif sonuçlar gelmeyince takıma küslük tavan yaptı.

Haberin Devamı

Psikolojik pranga!

Fakat bu sezon bazı açılardan bir şansı içinde barındırıyor. Örneğin, sahada yapacaklarıyla kent psikolojisini değiştirme, insanları adliyeden, tape dosyalarından çıkarıp tekrar futbola döndürme imkanı olan Trabzonspor futbolcuları geçmişin negatif izlerini taşımıyor. Maçtan günler önce ‘ya kaybedersek, bir sezon böyle mi geçecek?’ tarzındaki, insanın elini-ayağını kilitleyecek bir ruh halleri de yok, böyle bir duygu altyapıları da. Sorumsuz ve duygusuz değiller elbette, büyük maçların ne demek olduğunu bilen oyuncular hepsi ama Fenerbahçe maçlarının psikolojik ağırlığının omuzlarında olmaması hepsinin en büyük avantajı. Onların sadece Fenerbahçe maçında değil, genel anlamda sezon boyu yapacakları, lige koyacakları ağırlık ve taraftarın görmek istediği soğukkanlılık belki de ancak böyle bir yenilenme hareketiyle gerçekleşebilirdi. Tersi bir durumda da travma eskisi kadar ağır olmayacak hiç şüphesiz. Trabzonspor, Fenerbahçe maçından yine istediği bir sonuçla ayrılamayabilir ama takımın toparlanması önceye oranla çok daha kolay olacaktır.

Haberin Devamı

Vahid hoca avantajı

Gelelim işin yönetim-teknik adam düzeyine. Vahid hoca, bu gelişinde fazlaca şaşırtıp, fazlaca gerçeküstü isteklerde bulunup, fazlaca şikayet eder bir tavır sergilese de, sonuçta çok deneyimli bir teknik adam. Bu maçların hem sahada hem de saha dışında nasıl oynanacağını biliyor. Gerilim istememesi, ‘savaş alanı’ olarak saha içini göstermesi, taraftar desteğinin ölçüsünü işaret etmesi de bu bilincin göstergesi. Rakibi olacak İsmail Kartal’ın da sportif ağırlıklı demeçleri ve antipati uyandıracak birkişilik konumunda bulunması da Avni Aker’in elektriğini alacak paratoner niteliğinde

Hayalin bile ötesi

Yönetimsel normalleşme ise en zor olanı şimdilik. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu sürprizi olmayan, yönetici olmadığı dönemde bile söylemi belli, yönetime geldikten sonra da eylemi istikrarlı biri. Bu saatten sonra Aziz Yıldırım ile Hacıosmanoğlu’nun el sıkışmasını beklemek hayalin bile ötesinde. Gerek var mı, bence ona da gerek yok. Normalleşemiyorsak sadece daha fazla anormalleşmemek lazım. Taraftarları bir kenara koydum -ki o da büyük bir skandaldır- koca koca başkanların çeşitli gerekçelerle kendi takımlarının maçlarını bile izlemediği bir ortamda lütfen kimse normalleşmekten bahsetmesin!

YORUM YAZ