MENÜ

Abdülkadir'in şansı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Devlerin yıllardır çorak olan altyapı toprağının ilk kardeleni Yusuf Yazıcı olmuştu. Kötü Trabzonspor’un en parlak yıldızı olarak geçen sezonun ikinci yarısına damgasını vurmuş, önce kendi takımında ardından da milli takımda şans bulmuştu. Camianın Yusuf gururlanması sürüyordu ki, sonbaharda bir kardelen daha çıkıverdi. Hocalarının, takım arkadaşlarının üzerine titrediği Abdülkadir, 45 dakikada haftaya damgasını vurdu. Enerjisi Trabzon kentinin heyecanını, kalitesi ise yıldızlar yetiştiren altyapı toprağının geri dönüşünü simgeliyordu. Öncelikle yönetimin işi günlük performansa dayalı bir stratejiye bırakmadan Abdülkadir ile 5 yıllık sözleşme imzalaması çok olumlu. Para açıklamasından geri durması da aynı şekilde. Elbette ki, Yusuf gibi o da ‘mahallenin çocuğu’ olmaktan ziyade profesyonel muamele görmeli ama bunun çok fazla gündemin ilk sırası haline gelmesi, herkesin zararına. Yusuf da Abdülkadir de özel yetenekler, zamanlama olarak çok güzel süreçlere denk geldiler. Olcay başta olmak üzere iyi abileri var. Ancak bir kez daha yönetimi uyarmaktan kendimi alamıyorum; bu çocukların ayakları kadar çevrelerine de sahip çıkmak şart!

Kazanmanın yetmediği şehir

Gençlerbirliği maçının hemen başında gelen Başkent ekibinin golü, normal şartlarda müthiş bir uğultu yaratır, hayal kırıklığının yarattığı travma tribünleri erken sarardı. Lakin öyle olmadı, tam tersi bir hava oluştu. Burada elbette ki, sahadaki takımın yeteneğine ve futbol iyi niyetine olan güven başroldeydi. O gece Trabzonspor 1 gol daha yese yine taraftar sahadaki Bordo ile Mavi’nin peşinden giderdi. Uzun zamandır görmediğim bu desteği ‘Taraftar mesajı almış’ şeklinde yorumladım ben. Sadece kazanmanın bile yetmediği bir şehri kaybederken dahi havaya sokmanın tek çaresi terinin son damlasına kadar savaşmak, sadece stada gelenleri değil maçı izleyenleri de yormaktır.

Forma satma sanatı!

Forma işi, etikette yazan para ne olursa olsun eğer Manchester United gibi Çin’de de satmıyorsanız tamamen duygusal. Kira gelirleri, anlaşma yapılan firmaya ödenen paralar derken kulüplerin geliri özel durumlar dışında kuş kadar. Ancak Sadri Başkan (Şener) hep şunu söylerdi; “Ben formadan kombineden para kazanmıyorum. Ancak artan her rakam ne kadar sevildiğimi hissettiriyor.” Şüphesiz doğru. Trabzonspor da bu sezon geçen sezonun rakamlarına şimdiden ulaşmış durumda neredeyse. Önemli bu. Kasaya girenden çok kalbe yolculuk bu forma melesesi. Kalbe giden yol da, yani forma satma sanatı da Sosalar’dan, Buraklar’dan, Yusuf ve şimdi de Abdülkadirler’den geçiyor.

YORUM YAZ