MENÜ

Otorite zaafiyeti

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Dünkü karşılaşmanın seyir zevki, özellikle Galatasaray’ın temposuz oyunu yüzünden oldukça düşüktü. Maçın en önemli pozisyonu, Antalya’nın 90+3’teki atağı ve Muslera’nın kurtarışıydı. Yunus Yıldırım’a gelince, böyle bir maçta en rahat kişi olması gerekirdi. Fakat bizim Yıldırım’a eleştirilerimiz olacak. Öncelikle oyunu oynatma isteği güzel de, bunun bariz faullere düdük çalmayacağı anlamına gelmemesi gerek. Örneğin, Sabri’nin tendonuna dikkatsizce basan Mehmet Eren’in pozisyonunda oyunu devam ettiren Yıldırım, 1 dakika sonra yine Sabri’nin sağdan Antalya ceza alanına girecekken Mehmet’in darbesiyle yerde kalmasına devam kararı verdi. Arka arkaya iki pozisyonun siniriyle Sabri de itirazını abartılı yaptı. Yıldırım da sadece uyararak geçiştirdi. Bir başka pozisyonda Baros’a yapılan net faulu çalmayan Yıldırım, 26. dakikada Eboue’nin Ali Tandoğan tarafından ayağını kaldırarak engellenmesine yine devam dedi. Ceza alanları içerisinde oyuncuların birbirlerini itme ve çekmelerine de oralı olmayan bir görüntüdeydi. Melo ve Musa Nizam’ın güreşi andıran mücadeleleri oldu. 53. dakikada İbrahim Dağaşan, kayarak ayak tabanıyla Riera’ya sert bir hareket yaptı. Bu darbenin ciddiyetini gören Ujfalusi, koşarak gelip İbrahim’e tepki gösterdi ve sarı kart gördü.
Sert bir hareket yapan İbrahim de sadece sarıyla kurtuldu. 90+2’de Gökhan Zan’ın topa kayarak hamlesinde eli doğal konumda ve yerdeydi. Gereksiz serbest vuruş kararı gelince Gökhan’ın da itirazı oldu. Sarı kart gösteren Yıldırım, Gökhan’ın itirazını daha abartılı şekilde sürdürmesine de sadece bakmakla yetindi.

YORUM YAZ