MENÜ

Büyüklük ruhunda var

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Türkiye’nin tartışmasız en büyük camiası Galatasaray. Bunun yanı sıra en kültürlü üye profiline de Galatasaray sahip. Doğduğu okuldan kaynaklanan bir de asaleti var. Sadece spor alanında değil, lisesi ve
üniversitesiyle bilim dallarında da Galatasaray adını kürsülerin en üst noktasına taşıyabiliyor. Yerel rakipleri üniversite kurmak için uğraşadursun, Galatasaray Üniversitesi dünyadaki dev üniversitelere kafa tutmaya çalışıyor.

Tesadüf mü!

İşte bu inatçı başarı arayışı belki de Galatasaray’a en başarısız denilen senesinde iki Avrupa Kupası getirecek. Basketbol ve voleybolda dar bütçelerle Avrupa’da kupa kovalamak neredeyse mucize. Yerel rakiplerinin çok güçlü oldukları anlarda bile başaramadıklarını Galatasaray yukarıda saydığımız diğer özellikleriyle aşarak mutlu sona ulaşmasını bildi. Alınan UEFA Kupası’ndan sonra ezeli rakibin başkanının “tesadüf” yakıştırmasına en iyi cevabın susularak verilmesi ise yine Galatasaray’ın yukarıda saydığımız asil özelliklerinden kaynaklanıyor.

Galip Kulaksızoğlu!

Gönül verenlerini bir şekilde mutlu etmeyi biliyor Galatasaray. Ülke medyasında hakettiği yeri bulamıyor belki ama bunu rakipleri gibi tehdit, şantaj ve rüşvetle çözmeye de çalışmıyor. Başarıyı hep ahlak ve hukuk kuralları içinde araması ise bence binlerce kupadan ve şampiyonluktan daha değerli. Galatasaray kanunsuzlukları değil sporu Türkiye’ye getiren camiadır. Galatasaray Lisesi beden eğitimi öğretmenleri Faik Üstünidman Türkiye’yi jimnastik ile, Ahmet Robenson ise basketbol ile tanıştıran büyük isimlerdir. Ali Sami Yen ise ülkeye getirdiği futbolu istilacı güçlere karşı bir direniş aracı olarak başarıyla kullanmıştır. Bu amaç uğruna İstanbul’un diğer yakasında da daha sonra ezeli rakibi olacak bir kulüp kurarak Türk sporuna armağan etmiştir. Ezeli rakibinin kurucuları arasında başta Galip
Kulaksızoğlu olmak üzere birçok Galatasaray Lisesi öğrencisi vardır.

Topsakal ve Yüce

Şimdi Galatasaraylılar’ın tek yapacakları şey tüm takımlarını ve sporcularını desteklemek ve gelebilecek kupaların mutluluğunu nasıl yaşayacaklarını planlamaktır. Futbolda ligi en iyi yerde bitirmek ve kupa şampiyonluğunu elde etmeyi, basketbol ve voleybolda ise yöneticiler Can Topsakal ve Ali Yüce’nin sessizce dirilttikleri takımlardan Avrupa’nın zirvesine çıkmalarını beklemelidirler. Bu beklemede tabii ki çatlak ses çıkaranlar olacaktır. Yönetimde kim olursa olsun, ne kadar başarılı olurlarsa olsun, başkan ve yönetimi yerden yere vuran küçük bir grup var Galatasaray’da. Amaçlarının gündemde kalmak, belki de günün birinde yönetimden bir koltuk kapmak olduğunu düşünmekten insan kendini alamıyor. Her şeye rağmen bunlara da işin tuzu biberi diyerek tebessümle bakmak lazım.

YORUM YAZ