MENÜ

Neşter atıldı ama ya sonrası

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Yönetim oluşalı henüz 6 ay oldu. Ancak çalkantılar çok erken başladı. Daha seçim biter bitmez ortalık karıştı. Önce Abdi Celalettin Kolot olayı Konya’da patlak verdi. Bunu yönetimin başlangıcına verdik. Konu kapandı, taraflar anlaştı. Bu kez de yönetim içinde sen-ben kavgası başladı. Beşiktaş’ta başkanlık sistemi var. İşin açıkçası; başkan ne derse o olur. Diğer 18 kişi tüzük gereği listeyi tamamlamak için yer alır. Buna rağmen icraatın başındaki kişi sayısı 6-7 idi. Yönetim ile birlikte bu sayı 2 veya 3 kişiye kadar indirgendi. İşte yönetimde sürekli kazan kaynamasının asıl sebebi budur. Süleyman Seba döneminde; Ahmet Hamoğlu, Turgay Ciner, Zafer Yıldırım gibi isimler çıktı ortaya. Seba baktı sistem değişecek, bu güç kaynağını kapadı! Ardından Serdar Bilgili koltuğa oturdu. Bilgili, sistemi değiştirip 18 kişiye eşit yetki vermek istedi. Ancak tökezledi. İkinci döneminde Seba’nın uygulamasını getirip rahatladı. Ve Yıldırım Demirören. ilk dönemde yelpazeyi geniş tuttu. Baktı özellikle Murat Aksu başta olmak üzere yetki paylaşımında sorun var, neşteri vurdu. Yönetim listesini değiştirdi. Şimdi ikinci neşter geldi. Gülnaz Arsel, iyi niyetle bir şeyler yapmak istedi. Fakat yönetim öyle bir hale gelmiş ki, tam bir cadı kazanı! Şöyle ki; herkes başkana yakın olmak istiyor. Levent Erdoğan, Numan Ceyhan, Abdi Celalettin Kolot, Mario Berk, Kenan Öner, şeref Yalçın, Ertunç Soğancıoğlu gibi isimler arasında bir türlü balans ayarı tutmadı. Bir de bunların dışında kalanlar var; Halim Aydın, Hakan Aksoy, Nedim Sarsmaz, Bülent Deriş... Bu grup sadece kendi üzerlerine düşen görevi yapmakla meşguller. Arsel yaptığı konuşmalar, yönetimde takındığı tavırlar sonrası öne çıktı. Bu yönden başkana büyük talepler geldi; ‘Gülnaz’ı sustur’ diye. Arsel yönetimin tek bayanı olarak önüne gelene inandı. Herkese güvenip açık konuştu. Konuştukları sonradan başkana farklı yansıtılıp, arada kaldı. Kulüp içeriğini, camiayı bilmediği için ‘faka bastı’ ve gitti. Zamanlama yanlış olsa da, yapılan iş doğru. Ancak yetersiz. Madem başkan neşteri eline aldı, yönetim toplantılarına haftalardır katılmayanlar, orada-burada toplantılardaki konuşmaları medyaya aynen yansıtanlar, yetkisi olmamasına rağmen basketboldan sonra futbola da el atanlar, menacerler ile gizli anlaşmalar yapıp oyuncu getirmeye çalışan yöneticilerle de yollar ayrılmalıydı. En azından son kez ciddi uyarılarda bulunulmalıydı. Artık yeni sezon başlıyor. Maçlar devam ederken yönetimde patlak verecek bir olay, takımı da beraberinde alıp götürür. Burada icra kurulunda görev yapan bütün yöneticilere ağır sorumluluklar düşüyor. Başkan Demirören herkesi ve herşeyi biliyor. Kimseye ‘hayır’ diyemediği için sonra kendisi ağır bedel ödüyor. Başkan yanına en son girenin haklı olarak dışarı çıkmadığı uygulamayı başardığı an, herşey rayına oturacaktır. Sonuçta kıskançlık, birbirini çekememezlik arasındaki kısır döngüden yönetimin artık çıkıp uzlaşmacı birlikteliğini tüm camiaya göstermesi gerekiyor. Çünkü ‘balık baştan kokar’ derler. Takım, yapılan takviyeler, yeni teknik ekibi ile birlikte bütünlük içinde. Bunu da ancak ve bir tek yönetim bozar. Başta başkan olmak üzere yönetime düşen sözde değil, özde birlik ve beraberlik olmasıdır.

YORUM YAZ