MENÜ

Kartal'ı çekiyorlar

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş her ne kadar puan olarak geri kalsa da şampiyonluğun en güçlü adayıdır. Zira mevcut kadrosu ligin en iyisi. Takım hedefe giderken tökezliyor. Bunda önce Mustafa Denizli’nin sonra futbolcuların payı büyük. Ancak asıl engel Federasyon ve onun bir numaralı iş bitirici kurumu MHK. Elbette Bursa’nın önünü açan bu kurum ile diğer rakipler!

Hani Yılmaz Vural çıkıp açıklama yaptı. Yıllar öncesi Trabzon-Bursa kupa maçında başında olduğu takımın kalecisini suçladı. Trabzon’dan ve kendi kulübünden tepki gelince çark etti. Hoca geri dönmesin. Daha iki hafta önce oynadığı Bursa maçını oturup izlesin. Başına geçtiği Kasımpaşa’nın, başta dört büyükler olmak üzere diğer takımlara karşı yaptığı maçlara baksın. Bir de Bursa önündeki silik oyuna. Eğer birazcık yüzü kızarmazsa, gelsin yüzümüze tükürsün!

Bir diğer unsur da elbette Levent Kızıl. Kızıl, Federasyonun gizli başkanıdır. Bu yüzden hakemler de ona göre ayar veriyorlar. Bursa-Denizli maçının son dakikasında kaleci İvankov’un yaptığı net penaltıyı Serkan Çınar çalmadı. Gözünün önündeki harekete devam dedi. Eğer Ertuğrul Sağlam maçın ardından çıkıp bu haksızlığı rakip adına dile getirseydi, herkesin gönlünde taht kurardı. Ama sadece Bursa değil her kanatta bir sessizlik sürüp gidiyor. Beşiktaş’ın maçların da ise hakemler, nasıl olurda aleyhte bir şey çalarız edasıyla bekliyor. Tribünden ‘adam’ atanlara üç kuruş para cezası kesilirken, İnönü’de ‘laf’ atsan saha kapatılıp bunun daha büyüğü cezalar fatura ediliyor.

*****

İsyanı izlerken

Denizli, “Güiza’ya bende ağladım ama bu aramızda kalsın” dedi, kalmadı. O da kızıp bir aya yakın süredir idmanları kapadı. Kendince ceza kesti. Hoca bununla şunu belirtmiş oldu; bundan sonra neyi yazmayın desem yazın, yoksa antrenmanları kapatırım. Kimse keyfinden Ümraniye’ye gitmiyor. İşi icabı taraftarın bilgi edinmesi için çalışmaları takip ediyor. İlginçtir takım puan kaybedince yasak da bitti. Bu kez de oyuncular sahne aldılar. Öğrendik ki ilk ağızdan, idman esnasında kenarda gazetecilerin olmaması büyük eksiklik gelmiş onlara. Önce Nihat su molasında geldi yanımıza , “9 yıl İspanya’da oynadım paralar kazandım. Ben parayı Beşiktaş’ta bulmadım ki, aldığım araba ile attığım bir golün mukayesesi yapıldı” dedi. Nihat kendince haklı olsa da bu benzetmeden, yıldız bir oyuncunun rakip takımın eski yöneticisinden araba satın alması sonuçta haberdir. Zaten onun da lafi habere değil, attığı tek gole takılmış. Tıpkı milyonlarca Beşiktaşlı’nın olduğu gibi. Peki Nihat, gol atıp attırmaya devam et; mutlu olacağın ne haberler okuyacaksın. İsyan gününe İbrahim Kaş da katıldı. O da, ‘aciz futbolcu’ başlığına içerlemiş oldukça. Sen iki golde de o hataları yaparsan. Hocan basın toplantısında ve sonrasında bu ve benzeri kelimeleri kullanırsa başlıkta normaldir. Sivok ise mide rahatsızlığının ayvadan değil çocuğundan bulaşan virüsten olduğunu söyledi. Artık tesislere ayva alınmadığına göre zaten konu kapanmıştır! Ve son olarak Ferrari.. Her gece hızlı yaşantısının magazin sayfalarına fotoğraflı olarak yansımasından rahatsız değil. Hoca ve arkadaşları ile arasının bozuk olması anekdotuna takılmış. Aranızda sorun yoksa, çıkıp açıklamanın da anlamı yok zaten.

*****

Başkan gelir, Adalı gider

Futbol komitesi başkanı Serdal Adalı yönetim içinde çok güçlü bir isim olarak öne çıktı. Ancak genç yönetici çok silik kalmaya başladı. Bu kadar haksızlıklar, olurken ortaya çıkıp bunlara dur demedi. Mahmut Özgener çıkıp açıklamalarda bulundu. Hakemlerin tutumları ortada. Kollanan takımların hali gözler önünde. Taraftar haklı olarak isyanlarda. Ama futbolun patronu suskun. Bu gidişle, “Artık başkan değil lider olacağım” diyen Demirören; yeniden sahaya inecek. Başkanın inmesi, Adalı’nın gitmesi anlamına gelir.

YORUM YAZ