MENÜ

Kara Kartal nasıl düştü?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Sezona üç cephede birden zirve hesapları yaparak giren Beşiktaş, hedeflerinden birer birer koptu. Şimdi Kartal, bu noktaya nasıl geldi ortaya dökme zamanı. İşte gerçekler..

Yönetim

Beşiktaş yönetimi kendi içinde birlik olamadı. Önce tek bayan yönetici Gülnaz Arsel’e kapı gösterildi. Arsel, projelerim var diyerek ortaya çıktı. Ancak nedense projelerini yönetimde kaldığı süre içinde değil de, daha sonra açıklama gereği duydu. Ardından Numan Ceyhan olayı patlak verdi. Bir gün istifa etti, sonra geri döndü, sonra ayrıldı. Herkesin kafası karıştı. Ve Abdi Celalettin Kolot.. Kolot çok ünlü bir yabancı hocanın gelmesinden yanaydı. Ve 3 tane yıldız isim takviye edilmesini şart koşuyordu. Hatta, Sağlam ile başkanın anlaştığını gazetelerden okuduğunda, “Bu hoca varsa ben yokum” diye rest çekti. Futbol şubesi patronu ile teknik ekibin kan uyuşmazlığı daha lik günden ayyuka çıktı. Transferde Ertuğrul Sağlam, Abdi Celalettin Kolot’un, dediklerinin tam aksini yaptı. Başkan Yıldırım Demirören şubeyi kapatıp, menacer Sinan Engin’i göreve getirdi. Ayrıca yönetim içinde Ertunç Soğancıoğlu, Kenan Öner ve Mario Berk gibi etkili isimlerin, yakın olduğu menacerlerin önerdiği isimler konusunda da tartışmalar yaşandı. Bu kadar kan değişimine rağmen, Beşiktaş Yönetimi ve takım arasında kan uyuşmazığı giderilemedi.
Teknik ekip
Ertuğrul Sağlam kendi ve ekibi için tam iki gün boyunca başkanın evinde saatler süren pazarlıklar yaptı. Yıldız isimlerle hiç barışık olmadı. O kadar isim arasından Federico Higuain ve Lamine Diatta gibi sıradan oyuncuları aldırdı. Türkiye’den ise Mehmet Yozgatlı’yı aldırdı. Ara transferde yönetim baskısı ile Filip Holosko getirildi. Kiralık gitmek isteyen Burak Yılmaz ve İbrahim Akın’a sırt çevirip satışlarını istedi. Takım içinde de sürekli Samsun ve Kayseri’de yaptıklarından örnekler verdi. Sağlam, “8 sene özel eğitim aldım” diyerek kondisyoner yerine takımı Mutlu’ya emanet etti. Kulübün tarihinde olmadığı kadar sakatlıklar yaşandı. Disiplin kuramadı, laf geçiremedi. Neredeyse her maç bir oyuncu kart görüp cezalı duruma düştü. Kendi kurduğu kadroyu, yetersiz olarak lanse etti. Şapkasını bir gün önüne koyup öz eleştiri yapmadı. “Geçen yıl 40 gün izin yapmışlar, bizi ikinci yarı görün” dedi. Ancak görüntü ortada. Aynı kadroyu üç maç oynatamadı. Oyuna müdahele edemedi. Mert Nobre ile takıştı. Brezilya Milli Takımı’nda oynayan Ricardinho’yu gönderdi. 16 yaşındaki Batuhan Karadeniz’i bile zaptedemedi!
Oyuncular
Takım içinde öyle problemli futbolcu yok. Ancak bir latin sürtüşmesi yaşandı. Ricardinho’nun başını çektiği Brezilyalılar’dan Nobre ile Bobo grup kurdular. Delgado dışlandı. Tello’nun gelişi ile birlikte Arjantin’li aynı dili konuşacak birini bulunca kendine gelir gibi oldu. Yerli oyuncular arasında, Rüştü’nün aldığı garanti para problem oldu. Ancak bu sendrom kısa sürede aşıldı. Bu kez de geciken ödemeler konusunda, takım kaptanlarının pasif kaldığı yönünde tartışmalar yaşandı. Sinan Engin de talepler karşısında çaresiz kaldı. Del Bosque’ye ödenmek durumunda kalınan tazminat, sıkıntıyı daha da artırdıysa da, başkan şahsi kredisini kullandı. Takım içindeki Serdar Özkan, İbrahim Kaş, Batuhan Karadeniz, Mehmet Sedef gibi gençler ile, tecrübeli isimler arasında bir bağlantı gerçekleşmedi. Herkes kendi havasında olduğu için bir takım ruhu oluşturulamadı.
Kartal nasıl kurtulur?
İş başkan Demirören’de saklı. Önce etrafındaki çok bilmişleri temizleyecek. İşe kendi yönetiminden başlayacak. Ardından teknik heyet. Başkanın yerinde olsam derhal bir ilke imza atıp İngiliz sistemine geçerim. Çok ünlü bir yabancı teknik adamı menacer olarak takımın başına atarım. Sağlam da altında kalsın. Transferlerde gelinen nokta ortada. Sağlam, Mutlu ve daha önce Engin ile kanlı bıçaklı olan menacer Ceylan Çalışkan oyuncu bakıyorlar. Herşey ortada. Sağlam, Oftaş maçı sonrası, “Yeni oluşumdan” bahsetti. Bu kandırmacaya başkan da ayak uydurursa, Beşiktaş tepetaklak gider. Bir günde kongre üyesi yapılıp federasyona gönderilen başkan Hasan Doğan. Kurullardaki sözde Beşiktaşlılar. Hakem hatalarından kaybedilen en az 15 puan. Bu da şu demek; Beşiktaş, sadece şampiyonluğu değil, aynı zamanda lobisini de kaybediyor. Oftaş önünde hakem gözünün önündeki penaltıyı çalmıyor.

YORUM YAZ