MENÜ

Kalan sağlar bizimdir!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu sözler Tayfur Havutçu’ya ait. O, Fenerbahçe’den sonra Beşiktaş gibi büyük camiada istikrar abidesi oldu. Ayrıca Beşiktaş’ta iki, başka takımlarda ise beş yıl daha rahat oynar. Fakat zirvede bırakıyor. Tayfur gibi bizler de, Beşiktaş’tan ayrılmak isteyen oyunculara mantıklı bir açıklama getirmekte zorlanıyoruz. Ama, ‘kendi düşen ağlamaz...’ Bırakın yerlileri, elin adamı; Pascal Nouma, Marcus Münch ve Giunti bile geri dönebilmek için binbir takla atıyor. Sadece bunu düşünün yeter. Bizim tekrarlamaktan bıkıp usandığımız bir konu da şu; Beşiktaş’ın en büyük rakibi içinde. Bu öyle boyutlara ulaştı ki, buna koyacak bir isim bulunamıyor. Yönetimin futbol şubesinde başarılı olmadığı ortada. Bunun adına ister şanssızlık, ister istikrarsızlık, ister iş bilmezlik deyin. Hedeflerden, geçen yıl olduğu gibi bu sezon da erken kopuldu gibi. Yine de, farklı kazanılacak Zenit maçı alınsa, Avrupa’daki tek Türk takımı olacaktı. Ligde az da olsa şans var. Ve de kupa ortada duruyor. Tesisleşme, amatör şubeler ve idari yapı gibi konular tamgaz gidiyor. Bütün bunlar olurken, acaba futboldaki başarısızlığın gerçek nedeni ne? Herkes bunu soruyor. Ama açıklayabilen yok. Kanımca bunun adresi belli: Muhalefet... Evet yanlış okumadınız muhalefet... Onursal Başkan Süleyman Seba’dan sonra seçimi kaybeden Hasan Arat, camiadan da uzaklaştı. Kritik dönemlerde ortaya çıkıp, çeşitli suçlamalarda bulundu, o kadar. Bu dönem Serdar Bilgili; 29 milyon dolarlık, kulüp tarihinin en yüksek transfer harcamasını yapmasına rağmen, 17 yıl aradan sonra Avrupa Kupaları’na dahi gidilemedi. Bir sonraki dönem ise Arat ortaya çıktı. Olumlu veya olumsuz her konuda eleştiri yaptı. Yol gösterdi, kulübün sadece iktidarın elinde olmadığını hissettirdi. Doğal olarak yönetim, hatalarını en aza indirip doğru yolu buldu. Böylece 100’üncü yıldaki şampiyonluk çıktı ortaya. Bunun ardından muhalefet yine kış uykusuna yattı. Bilgili’nin karşısına aday çıkmadı. Yine ilk dönemdeki gibi meydanı boş bulan Bilgili, bu kez hatasını çok pahalıya ödedi. Ve günümüzde gelinen durum; tıpkı Arat’ın ilk döneminin kopyası. Hatta daha da vahimi. Kongreden ikinci çıkan Fikret Orman, aynı hatalı yoldan gitti. Hem kendini, hem de yönetimi bitirme noktasına taşıdı. Seçimlere bir yıl kala, muhalefetin ortaya koyamadığı sinerjiyi, tek taraflı olarak yönetimden beklemekten başka yol kalmadı.

YORUM YAZ