MENÜ

Yumuşak rakip yoksa...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Rıza Çalımbay elbette yatacaktı sotaya! Karşısında milyonlarca dolarla tartılan, yıldızlar topluluğu var. Mütevazı bütçeli ‘Anadolu Beyi Es Es’ haddini bilmek ve ona göre oynamak zorundaydı. 2-0 öne geçince haddini daha da bilmeye soyundu, hatta ‘hattini’ şaşırıp forvetsiz bile kaldı!

‘Vural’ın verdiği izni, Çalımbay vermez’ demiştim hafta içi. Riske girmeden ‘önce savunma’ dediler ve sonra iyice abarttılar. Oysa risk almamak başka, sahayı savunmacılarla doldurup alanına kapanmak bambaşka.

Arda, Keita ve ‘Uzun Co’ boş alan bulamayınca zayi, savunma da ‘Şaş-al’ bayii vaziyeti. Koray ilk golünde vaziyete ‘EL’ koydu da, ya yanıbaşında ‘uyuyanlara’ ne demeli?

Zaten ikinci yarı başlar başlamaz, Öyle bir gol attı ki Koray... Alayımızı susturdu! Şahane gitti ve çaktı, herkes baktı. Bizim bakmamız bizi bağlar da, Aşık veya Güngör baksaydı, yanmışlardı! Neill’e ‘şakşak’ bizimkilere ‘bakbak’.

Lider külliyen kötü. Ayhan’dan utansalar, bu vaziyette olmayacaklar. En çok koşan, mücadele eden, kovalayan O... Ötekiler hikaye. 2-0’dan sonra, az hırs yaptı Cim Bom. ‘Kısa Co’da hareket getirdi, bereket Bülent Kocabey’den! Penaltı. Elano terse yatırdı iki seksen, bir doksan İvesa’yı: 2-1. Orada kaldı iki taraf da.

‘Ele-kola’ böylesi iş düşüp te, gözden kaçırılan az müsabaka gördüm. Ama normal! Her türde ‘fort’ hareketinin müsamaha gördüğü ‘marka’ ligimizde, ‘el’ işinin ‘fortçuluk’ gibi ahlaka mugayir bir durumu yok hiç olmazsa!

Galatasaray oyun disiplini ve savunma ilkelerine uyumlu, her rakibi karşısında çarşaflarken, izin verenlere de bolca gol atıyor... Ama her zaman da, canının çektiği gibi rakip bulması mümkün olmuyor. Yumuşak rakip yoksa, başarı da yok yani!

YORUM YAZ