MENÜ

Tersini yapsın yeter!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

1 Harry Kewell transferi Sarı-Kırmızılı taraftarları çok heyecanlandırdı. Sizce doğru seçim mi, bu transferi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizleri de çok heyecanlandırdı. Ama o 7-8 sene önce izlediğimiz ve bildiğimiz halinde mi, yoksa değil mi diye... Eğer eski günlerindeki gibiyse, sakatlık sorunu da yoksa, doğrudan öte, mükemmel bir seçim. Adnan I ve Adnan II’yi hikâyeden değil, gerçekten güldürecek bir seçim. Galatasaray ya üst düzey sporcu alacak ya da transfer yapmayacak. Kewell ismini biliyor, cisminin son hâlini görebilmeyi de, merakla bekliyoruz. Mevcut kadro kalitesi ve Ali Yavaş’ın üst yapıya, hatta Milli Takım’a kazandırdıklarıyla, Cim Bom ligin favorisidir zaten. Elbette doğru yönetilmesi şartıyla. Çünkü iç dinamikleri ateşleyen en önemli isim gönderildi ve Hasan Şaş ile Ümit Karan’ın yükü ağırlaştı. Destek olmak gerek bu çocuklara.

2 Hakan Şükür’le Galatasaray’ın yolları ayrıldı. Efsane oyuncunun yokluğunda Cim Bom’un hücum hattı nasıl oluşur?

Hakan Şükür’ün, sadece saha içi etkinliklerini dikkate alırsak, eksik değerlendirmiş oluruz. Şükür’ün takım içi dengelerin oluşmasında, Galatasaray etiğinin yeni gelen sporculara anlatılmasında ve ekip ruhunun oluşmasında önemli katkıları vardı. Bu etkinliği ve karizması gençleri olumlu etkileyip, motive ederken, bazı profesyonelleri ve yöneticileri de ezdi! Esas sıkıntı budur ve bu nedenle Şükür yaşına karşın, en verimli olabileceği dönemde infaz edilmiştir. 100 yıllık futbol tarihimizde Hakan’ın başardıklarını bırakın tekrarlayan, yanına yaklaşan bile yok ki! Galatasaray’ın hücum hattını kurma konusunda sıkıntı çekmeyeceğini, ama bir Şükür daha bulamayacağını söylemek, çok iddialı bir şey değildir diye düşünüyorum. Hücum hattı her zaman oluşur. Ama kimi zaman Carrusca, Lukunku, Christian gibilerden, kimi zaman da Şükür, Arif Erdem, Hagi, Davala ve Buruk gibilerden... ‘To be or not to be’ dedikleri de bu galiba!

3 Sarı-Kırmızılı ekibin 8 futbolcusu EURO 2008’de forma giydi ve takıma geç katılacaklar. Bu durum handikap yaratır mı?

Pek zannetmiyorum. Oldukça ağır geçen bir sezon sonrası, stres yükü istiab haddini aşmış bir şampiyona yaşayıp, oldukça yorgun döndüler. Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’ın zamansız vefatı da, genç beyinlerin tahribatına tuz biber ekti. Çok sevdikleri Doğan’ın kaybı nedeniyle yaşadıkları duygusal travma ve fiziksel yorgunluğun mutlaka onarılması gerek. Sağlıklı bir ruh yapısı, doğru fizik kaliteyi yakalayabilir. Kafa karışıksa, adele düğüm olur. Bu nedenle gerekli rehabilitasyon sonrası çalışmalara katılmaları daha doğru ve yararlı olacaktır. Takıma geç katılmaları handikap olmaz. Teknik heyetin de bu konuda gerekli önlemleri aldığını ve gerekli programı verdiğini zannediyorum.

4 73 yaşındaki Feldkamp’ın ardından 43 yaşındaki Skibbe’nin teknik direktörlük koltuğuna oturması, rekabeti nasıl etkiler?

Skibbe, Feldkamp’ın neler yaptığına baksın ve tersini yapsın yeter! Belki abartılı oldu, ama vaziyeti daha kolay izah edecek cümle kurmakta da zorlandım açıkçası. Skibbe birkaç haber programından izlediğim kadarıyla pozitif enerji veren ve bulunduğu toplumla doğru diyalog kurabilmeyi başaracak çapta, güler yüzlü bir insan. Disiplinin Nemrut’luktan geçmediğini biliyor intibaını verdi. Ayrıca yaşı genç, ama 20 yılı aşkın süredir teknik adam olarak başarıyla çalışıyor. Dolduruşa gelmez, ordan burdan uzatılan akıllara itibar etmezse, kesin başarılı olur. Emre Aşık’ı Fulya çamurundan Florya’ya göndermiş Keser’e, ‘1 yıl içinde Milli Takım’da oynar’ dediğimde de gülmesine neden olmuştum. Sonra kim haklı çıktı? Kalli, Aşık’ı tanımadan gönderdi ve çocuk yine Milli Takım’da oynadı. Galatasaray mı? ‘Bozuk Kidd’le uğraştı! Skibbe aklı kendine bile yetmeyenlerin gazına gelmesin yeter. Futbolcularıyla bütünleşsin... Daha daha yeter ve kesinlikle başarıya gider.

YORUM YAZ