MENÜ

Şans kapıyı çalınca!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Dursun Özbek dedi ki, “Ergin Ataman’a verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok güzel günler yaşadık beraber ama Ataman’ın ‘ücretsiz çalışırım’ demesi yanlış ifade. Herkes bugüne kadar ücretini almıştır, bundan sonra da alır. Ben bu ifadeyi söylenmemiş kabul ediyorum...” Özbek’in söylemini eksik buldum doğrusu! Başkan şöyle demeliydi, “Galatasaray’da çalışan çalışmayan, hatta uygulamalarıyla kasayı tamtakır bırakan herkes ücretini, bahşişini fazlasıyla...

Hatta peşin peşin almıştır. Zaten bu kafalar yüzünden de, kulübün elinde malk mülk kalmadığı gibi buzzz adamız da erimiş, maalesef yan yatmıştır!” Nokta. Aslında şansın Östersunds kulübünün kapısını nasıl çaldığını anlatabilmek için başlamıştım yazıya. Fakat 30 sene spor camiasında hiç görmediğim mektepli Talimhane otomotiv esnafı, harbiden kafamı bulandırdı. Topsakal ve Özbek’in aldığı her karara onay vermek için, kanun hükmünde kararname mi çıkardınız arkadaş? Ayıptır yani!

Bir Tarık etmiyorlar, ama...

Şans Östersunds’un kapısını nasıl çaldı? ‘Tak’ diye çalmadı tabii, kurada çarptı. İranlı Ghoddos boşuna korkup ‘kabus gibi’ demiş. Başlarına talih kuşu kondu da haberi yok! Galatasaray’ın topu az biraz dürten adama, 3 milyon Euro’yu derhal toka ettiğinden 23 yaşındaki santrforun haberi yok. 2 buçuk milyon Euro bütçeli Östersunds’un külliyen bir Tarık Çamdal dahi etmediğini nereden bilecek ki sabi? Türkiye ayak işleri ve top kakmayı az becerenden, Karun’lar üretilen bir masal ülkesi değil mi!

İsveç ligindeki 4-4-2 formatında üretilen; Irak, Nijer, Greece, Kongo, Serbia, England ve İsveç harmanı futbolun İngiliz yönetmen eşliğinde, eşsiz zenginliğin kapısına kadar geldiğini birileri anlatı, anlattı...

Aksi halde Grande fırsat kaçtı! Harry Potter’in beyaz perdeden bulduğunu, Graham Potter ve futbolcuları ülkemiz yalan dolan sahnesinden neden bulmasın değil mi yani?

YORUM YAZ