MENÜ

Müflis tüccar!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray UEFA Kupası’nı kazandıktan sonra öyle bir ivme kazandı ki, ışık hızı gibi sanki... Tek yanlış, istikametin yukarıya değil, dibe doğru olmasıdır! Mondi’nin bir aydır, “Galatasaray’da mutlu değilim, gitmek istiyorum. Palermo’yu seviyorum, kulüpten birisinin ümüğünü sıkmak istiyorum” türü seslenişleri... Sonra? Paçası sıkışınca gelmesi... Ribery’nin tüymesi... Conceiçao’nun, “Bu kampa nezaketen geldim” demesi... Transfer muhataplarının, güvensizlik nedeniyle kulüp yöneticisi kimliğinden, menacerler düzeyine inmesi, tersine ivmenin, üzüntü veren patlamalarıdır. Bakınız daha işin içindeki önemli nedenler, sportif başarısızlık, yönetim zafiyetleri, mali çöküntü ve kulübün paralarının har vurulup, harman savrulması gibi çoook önemli etkenleri sıralamadım. Birileri şunu iyi bilmeli. Kulüp batma noktasına giderken, eğer onlar çıkıyorsa(!) bunun hesabını verirler. Herşey Kanadalı Brisbin’in orta halli bir masa büyüklüğündeki mukavvadan yapılmış stadyum prototipini 12 milyon dolara kakalamasıyla başladı. Günümüz maliyeti de, en az 30 milyon dolardır. Çünkü borcu borçla kapatanlar, Galatasaray’ı faize boğdu, tefecilerin eline düşürdü. Neyse konuyu dağıtmayalım! Kongre üyeleri, birkaçı dışında, batış yoluna çıkışı alkışlayıp, ibra edince, kim ne kaptıysa kar saymaya başladı. Jardel’e 18, Bülent Akın’a 8, hepsini toplasan bir futbolcu etmeyecek otobüs dolusu adama 68 milyon dolar savurmak, sıradan işlerdi artık. Ehhh... Sıradan işler yaparsanız, sıradanlaşırsınız elbette. Bu arada Kemal Onar ve Taner Aşkın’a 10 yıl öncesine dayanan özür borcumu tekrarlamak istiyorum. Biliyorum onlar beni çoktaaan affetti... Fakat ben kendimi affettim mi? Sevgili Aşkın’a geçmiş olsun demek, şifa dileklerimi de iletmek isterim bu arada. Evet... Necdet Çobanlı, Hayri Kozak, Doğan Sarıbeyoğlu, Doğan Hasol ve daha bir çok Galatasaraylı kere Galatasaraylı duayen ‘Ne oluyor?’ diye kaş çatarken, yalaka alkışları, batışı saklıyor ve Turgay Şeren boşu boşuna bağırıyordu; “Neroooon... Yaktın bizi Neron!” Günün menüsü Mondi, yanlış yapmış, her transfer döneminde maddi manevi kulübün canını yakmıştır. Geçmiş zamanların Galatasaray’ında böyle işler erbabı bir kimlik, bırakın antremana çıkmayı, Florya’nın kapısına yanaşabilir miydi acaba? Sevgili Özhan ağabeyin, Galatasaray değerlerine olan bağlılığını ve kulübün kimliğini nasıl korumak istediğini en iyi bilenlerden biriyim. Anlayamadığım şu... Nasıl oluyor da yanlışlarda böylesine ısrarlı ve tutarlı olabiliyorsun? Üstelik en pahalı faturayı, senin ödemek zorunda kalacağını bildiğin halde... Yazık değil mi? Temizlik yapıyorsun... Yapıyorsun da, yanlış yerde yapıyorsun... Kirli dolabıyla, temiz çekmecesini mi karıştırdın ne!

YORUM YAZ