MENÜ

Daum meselesi!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İsviçre'yle iki final oynayacağız. Ama o ne! Daum, Türk futbolcusunun yetersizliğinden söz edip, yerden yere vuruyor. Aziz Yıldırım da, Fenerbahçe'nin tamamen yabancı futbolculardan oluşması gereğini(!) gündeme sokuyor. Bu ikilinin çıkışı da akıl almaz destek buluyor. İsviçre sınavı kimin umru! Şimdi olayı tersine çevirelim. Mesela aynı demeci, İsviçre maçı öncesi Gerets dile getirdi ve Canaydın da destekledi. Ne olurdu? İki Galatasaraylı da bir kısım medyamızca çarmıha gerilirdi çarmıha! Hemen salvolar başlardı; 'Böyle önemli bir final öncesinde, milli futbolcuların moralini nasıl bozarsınız? 100 yıl görmediğimiz sevinçleri, bu çocuklar yaşatmadı mı? Bu provakasyonun adı ne!' Daha neler yazılır ve iş en ağır ithamlara kadar uzardı. Oysa elbirliğiyle futbolcularımızı vurdular. Daum, bu ülkeye hayatını borçludur. Dip yaptığı ortamdan futbol dünyasına dönmesini sağlayan Aziz Yıldırım, Fenerbahçe ve dolayısıyla Türkiye değil mi? Şampiyonluklarında yerli futbolcularının hiç mi payı yok? Her şeyi tek başına mı başardı? Detaylara girmiyorsam, ülke kurumlarına saygım ve kurumların devamlılığı ilkesine inancım esas nedendir. Pekiii... Alman, neden benim futbolcuma saygı duymaz? Niçin her fırsatta batırır, "yetersizler" diye gündeme getirir? Bunca yıldır ülkemizde değil miydi? Yeni mi fark etti? Hayır! Sadece kendini kurtarma ve Avrupa özrünü örtme çabasıdır bu. Alman kurnaz adam! Biliyor ki, Türkiye'de en kolay infaz edilen yerli teknik adamlardan sonra, yerli futbolcudur. Kralının kellesini al, yerin dibine batır, fark etmez. Cehennnemdeki bekçisiz kazan çünkü burası. İki sene önce... Adana Yüzevler Kebapçısı... Selahattin Usta, NIKE temsilcisi Şefik, Pepsi Cola'dan Berna, Daum ve yardımcısı Murat... Beraber yemek yiyoruz. Daum, 'Türkiye, Brezilya'dan sonra en önemli futbol ülkesi olma yolunda, ayrıca gençleri de müthiş yetenekli ve gelecekleri çok iyi' diyor. Murat da bizlere tercüme ediyor. Aradan geçen iki yıl neyi değiştirdi? Fenerbahçe'nin Avrupa kaderini mi? 'To be or not to be' İşte bütün mesele burada! Dış başarısızlıkları, içerideki emekçilere mal edecek, kendini kurtaracak ve söylediklerini de şalgam suyu gibi yutacaksın. Daum bir tilkiye dahi papucunu ters giydirecek yetenekte ustadır. Edirne'ye kadar! Mesela sahaya geç çıkar ve bakir teknik adamlarla oynar. Beşiktaş'tayken bir Trabzonspor maçında Sadi Hoca ve yedekleri, oturdukları kulübeden kaldırtmış, diğerine göndermiş, 'Laz'ları daha maçın başında düşüncede dağılmıştı. Sonra devam etti, kural değişti fakat O hep kendi kuralına(!) göre oynadı. Gerets'i kulübesinden kışkışlayınca, Belçikalı el sıkmadı, sinirlendi. Rakibinin huyunu bilseydi, 'Hangi kulübeyi istersin?' diye önceden sordurur ve kofananın kaşık oltasına gittiği gibi gitmezdi. Kayseri Erciyessporlu Cenk, kabahatli ve haddini bilmeli, bilmiyorsa öğrenmeli. Ceza sahası ve önündeki yuvarlak, Fenerbahçe'nin tapulu arazisidir artık! Orada futbol kuralları değil, Yıldırım şerhleri geçer. Futbolcuları elle, ayakla, kolla, dizle, canları nereleriyle isterse, oralarıyla oynarlar. Bir kısım hakemin bile öğrendiğini sen neden öğrenmedin? Türk dostu ve propagandadisti Daum'a güvenin, yol verin. 2065'e ne kaldı ki!

YORUM YAZ