MENÜ

Bırakıp gitmişti...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

FANATİK, “Söz 12. Adam’da” deyince, gelen binlerce mail arasında biri, dikkatimi çekti. Kemal Ökten, “Hakan Şükür, Galatasaray’da her parladığı dönemde, çok sevdiği (!) yuvasını 2 kere bırakıp gitti ki, kulübe hiçbir avantaj sağlamadan yaptı bunu” demiş. Nereden biliyor, kim söylemiş bilemem, ama yaşayıp bildiklerimi söylemeden de edemem.
Şükür Galatasaray’dan hiçbir zaman kendi arzusuyla ayrılmadı. Zorla kopartıldı. Adnan Polat’ın misyonu da, Galatasaray’ı abad etmek değil de, Şükür’ü her fırsatta göndermek sanki. Torino meselesini özetle bir paylaşalım... Sıra ötekilere de gelir. Alp Yalman yönetimi Hakan’ı tam para ettiği dönemde satmak istedi ve bu işe Polat’ı memur etti.
Yer Florya tesisleri, Polat, Şükür’e sözleşme imzalatıyor ve sporcu ‘Galiba beni yurt dışından isteyen varmış’ diyor. Adnan I’in cevabı ‘Öyle bir şey yok, merak etme.’ İki gün sonra mekan Polat Otel. Calleri ve Karatmanlı, Torino adına gelmişler. Şükür görüşmeye gelmek istemiyor ama Polat ‘Koskoca kulüp başkanı gelmiş, benim de haberim yoktu. Nezaketen gel görüş’ diyor. Sonra Şükür’e bir de protokol imzalatılıyor. Bazı maddeler içeren. Polat ‘Bu sadece bir hatır kağıdı, resmi geçerliliği yok, adam eli boş dönüp mahcup olmasın, zaten noter de yok’ deyince, çocuk imzayı atıyor.
Gece Şükür’ün evindeyiz... Sermet Şükür, Turan Sarıgülle ve ben. Sermet Şükür ‘Polat laf olsun diye bir kağıda imza attırdı ama geçerliliği yok’ diyor. Alıp okuyorum ve Şükür’lere ‘Torino hayırlı olsun’ diyorum. Çünkü 12. sıradaki ibare şu ‘Bu protokol İtalyan Futbol Federasyonu kurallarına göre geçerlilik kazanır.’ Yani? Orada anlı şanlı noter törenleri yok. İmzayı nereye atarsan at, ibraz edildiği an lisansın çıkar.
Torino’dayız. Şükür oyuna getirildiği için isyanlarda ve ‘Burada kalmam’ diyor. Başkan Calleri’nin odasında Polat kulağıma ‘Amman Oğuz şunu ikna et. Para Galatasaray hesabına Beyoğlu’nda bir banka şubesine çoktan gönderildi ve kullanıldı bile. İmzalamazsa rezil olacağız.’ Pencereden dışarıyı seyreden Hakan’a ‘Şu lanet imzayı at, yoksa babanın cenazesini götüreceğiz, baskıdan ne hale geldi görmüyor musun?’ dedim. Ve çaresizce ‘Tamam abi’ dedi. İmzaladı.
Geri döndürülüşü de apayrı bir senaryodur. Onu ve diğer olan biteni de paylaşacağız. Bu günlük bu kadar.

YORUM YAZ