MENÜ

Vefasızlar!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş Yönetimi, İbrahim Toraman ile yollarını ayırırken gene aşınmış bazı değerlerini kaybetmekte sakınca görmedi. Kendilerinin kriz yaratma maharetini elbette ki biliyorum; ama kulüp olmanın, tarihi bir değer olmanın ayrımına varamamışlığın bu derece başını çekeceğini hiç beklemiyordum.

Beşiktaş formasıyla 323 maça çıkan, 1’i şampiyonluk olmak üzerine 6 kupa kazanan eski kaptan İbrahim Toraman’ın geçen gün Twitter hesabından yaptığı açıklamaya sessiz kalmayı, ona yapılan ayıbın ortaklığı olarak gördüğüm için de bu yazıyı yazıyorum.

İmza törenlerinde boy göstermekten pek bir hoşlanan yöneticiler, bir oyuncuya takımdan gönderildiğini kulüp personeline ettirdikleri telefonla bildirmiş...

Böyle sporcu gönderilmez

Bu, ayıpla ifade edilemeyecek kadar önemli bir şeydir. Bu, gerçekten tükenişin yolunu adımlamaktır. İbrahim, bir çalışanın telefonuyla takımdan gönderilecek futbolcu değildir. Bu, yetenekleriyle ilgili değildir. Bu, kişiliğiyle de ilgili değildir. Bu, sadece ve sadece Beşiktaş kulübünün sporcularından biri olmasıyla ilgilidir. Beşiktaş kulübüne duyulan saygı gereği, iyi kötü hizmet etmiş herkese de o saygının gösterilmesi gerekir. Bir kulüp, eski kaptanına bir çalışan aracılığıyla veda ediyorsa o kulüpte güvenilir tek bir taş kalmamıştır ve o kulübü yönetenlerin her hareketine kuşkuyla bakılmalıdır.

Artık neye benzediği belirsiz bir kavram olan endüstriyel futbol her şeyi mubah hale getiriyor. Bunu biliyorum; ama her şeyi de endüstriyel futbola yükleyip ruhumuzu ferahlatmanın geçer akçe olmadığını düşünüyorum. Türkiye liginin patronları Avrupa liglerinden daha mı endüstriyeller? Bizim ligimizin Maldinileri, Gerrard’ları, Pirlo’ları olamayacak mı? Elimizde olanları da sürüm sürüm süründürüp oynadıklarına, oynayacaklarına pişman mı edeceğiz?

Profesyonellik bu değil!

Endüstriyel futbol mu? Bunun adı sadece talan. Neyimiz tam ki, endüstriyel futbolumuz tam olsun? Adına profesyonellik deyip her türlü günahı işlemek mi endüstriyel futbol?

Daha önce yazmıştım, yine yazıyorum: Şirketlerini nasıl yönettikleri bizi ilgilendirmiyor. Kulüpler onların babalarının şirketleri değildir. Yani demem o ki, kulüpleri yönetirken tarihini, değerlerini ve geleceğe bırakacaklarını düşünmek zorundadır güzide yöneticiler...

Beşiktaş Kulübü Yönetimi göstermiştir ki, Beşiktaş oyuncusu olmak hiçbir değer içermemektedir. Sporcu/teknik direktör çekip gidince en ağır hakaretlere maruz kalacak; ama kulüp bu şekilde gönderince boynumuzu eğip geçeceğiz öyle mi? Bundan sonra Beşiktaş’tan ayrılan tüm sporcularla/teknik direktörlerle ilgili en küçük eleştiriye dahi samimiyetsiz gözüyle bakacağım.

Çünkü sormalıyız. Sormak öğreticidir, en çok da sorana öğretir. Geçtiğimiz sezon oyuncuyu kiralarken neden sözleşme uzattınız? Sözleşme uzattığınız oyuncuyu şimdi neden bir telefonla gönderiyorsunuz? Adlarıyla şanınızı yükselttiğiniz oyuncuların kaçı bu muamelelere maruz kalacak?

YORUM YAZ