MENÜ

TFF'nin aklı nerede?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Geçen Cuma, 25 Kasım akşamı, saat 20.00’de Galatasaray Basketbol Takımı Eurolig’de Barcelona ile, futbol takımı da Bursaspor ile kendi sahasında karşılaştı. Maçlar aynı saatte olunca, Galatasaray’ın hem futbol hem de basketbol maçlarına giden birçok taraftarı iki maç arasında tercih yapmak zorunda kaldı.

Sanırım Türkiye Futbol Federasyonu’ndakiler Galatasaraylılar ile eğlenmek istemiş biraz... Bunun başka izahı yok... Var elbet, o da kafalarına göre maç programı yapmak... Eurolig’de oynanacak 10 maçın tarihi daha 6 Temmuz’da açıklandı. Yani TFF yetkililerinin “biz önceden programı yaptık” deme lüksü yok... Bu işi yapan kişiler bir zahmet Eurolig takvimine göz atsalar, Galatasaraylılar’ı da iki maç arasında seçim yapmak zorunda bırakmazlardı...

Bu yetkililer, 2012-2013 sezonunda 23 Kasım Cuma saat 20.00’de Beşiktaş Akhisar Belediye maçı oynatmıştı. Oysa aynı gün, aynı saatte Beşiktaş Basketbol Takımı’nın da Eurolig’de, Brose Basket Bamberg ile maçı vardı. Görünen o ki, federasyondakiler hala aynı tas, aynı hamam...

Galatasaray yönetiminin de, taraftarın bu zor durumda bırakılmasında büyük payı var aslında. “Nasıl olsa değiştirmeyecekler” diye düşünmüşler, maç tarihinin değiştirilmesi için, TFF’ye başvurmamışlar. Belki de Fenerbahçe maçı sonrası, olası protestodan çekindikleri için, futbol maçına daha az taraftarın gelmesi işlerine gelmiştir.

Bitmek bilmez saçmalıklar

Beşiktaş önümüzdeki hafta Salı akşamı maddi ve sportif anlamda tarihinin en önemli maçına çıkacak. Şampiyonlar Ligi’nde yoluna devam etmek için D.Kiev karşısında puan almak zorunda. Aslında Lizbon’daki maçı Benfica kazansın diye beklemek yerine Kiev’den 3 puanla dönmek gerekiyor.

Şampiyonlar Ligi’nde devam etmek Beşiktaş kadar, Türkiye futbolu için de büyük önem taşıyor. Çünkü Beşiktaş grubunda ilk 2’ye girerse gelecek bonus puanlar, UEFA sıralamasında Belçika ile ilk 9 için yarışan Türkiye’ye büyük avantaj sağlayacak. Belçika’yı geçtiğimiz takdirde de, hiçbir takımımız 2018-2019 sezonunun Temmuz ayında eleme oynamayacak.
Ama bizim Federasyon böyle şeyleri umursamaz, bu yüzden de Fenerbahçe-Beşiktaş maçının cuma oynanabilmesi için gerekli düzenlemeyi yapmaz. Çünkü takımlardan önce yayıncı kuruluşun çıkarlarını düşünür. Çünkü Türkiye’nin UEFA sıralamasındaki puanının kaç olduğu, takımlarımızın Temmuz ayında maç yapıp yapmayacağı onların değil, Papua Yeni Gine Futbol Federasyonu’nun sorunudur.

Dost mu, düşman mı?

Beşiktaş’la aynı grupta olan Napoli, Inter’le; Benfica ise Maritimo ile Cuma günü oynuyor. Niye? Federasyonları yayıncı kuruluştan önce takımların ve ülkenin çıkarlarını düşündüğü için. Bulgaristan Federasyonu ise, Salı günü A Grubu’nda UEFA’ya kalma mücadelesi verecek olan Ludogorets’in maçını Cuma oynatmak yerine ertelemiş. Bizimkiler “Lig takvimi haftalar önceden belli, ligin biteceği tarih belli” diye bir laf ezberlemişler, ‘nuh’ diyorlar, ‘peygamber’ demiyorlar!

İyi de, daha geçen hafta “değiştirilemez” denilen ligin takvimi Antalyalı turizmciler için değiştirilmedi mi? Bu oyunun esas aktörleri olan futbolcuların kıymeti, turizmcilerden daha mı az? Futbolcular ‘ben yaptım oldu’cu Federasyon’un gladyatörleri, köleleri mi ki cumartesi maç yapıp pazar antrenmana çıkacak; ertesi günü de uçağa binip Kiev’e gidecek ve Salı yeni bir maça çıkacak?

Saçmalık bununla da bitmiyor. Kiev’den dönecek Beşiktaş, Bursaspor maçını 10 Aralık Cumartesi, Galatasaray ise Antep maçını 11 Aralık Pazar günü oynayacak. Ne Galatasaray’ın, ne Antep’in, ne de Bursa’nın Avrupa maçı var oysa. Normal kafa, bunun tam tersini yapar. Ama, normal kafa!

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, şu an o koltukta değil de, Beşiktaş’ın başkanlık koltuğunda oturuyor olsaydı ne olurdu acaba?

Şöyle bir açıklama yapar mıydı: “Bize başka ülkenin takımıymışız gibi davranmaya kimsenin hakkı yok! Böyle fikstür düzenlemesi mi olur? Sabrımızı zorlamasınlar...”
Ben de yazıyorum işte...

Deveye sormuşlar ‘boynun neden eğri’ diye, o da ‘nerem doğru ki’ demiş.
TFF’nin neyi doğru ki, fikstür düzenlemesi doğru olsun...

KARA SALI

Aladağ: “Ne zaman bir çocuk ölse, gözü evlerinde annesinin kavurduğu helvada kalır” (Sunay Akın) Yazıktır, çocuklara kıymayın efendiler!

Chapecoense: “Ölüm, ben onu çiçeklerle giderken gördüm. Ölüm, ben onu yaşamları bilerken gördüm” (Özdemir Asaf) Uçak kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarının acısını paylaşıyorum.

Kweuke: “Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan” (Ahmet Telli) Trafik kazasında hamile eşi yaralanan ve doğmamış ikizlerini kaybeden Rizesporlu Kweuke’ye sabırlar diliyorum.

YORUM YAZ