MENÜ

Neler oluyor?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İnsanın takdir ettiği birini sevmeye ve bir süre sonra da ilahlaştırmaya başlaması tarihsel bir vakadır. Önce başarılarını kazanırken ki vakur duruşundan, çalışma azminden ve hatta kadir kıymet bilmeyenlerin eleştirileri karşısındaki metanetinden dolayı takdir ederiz. Bizim dışımızda bir gerçekliktir ama bizi yansıtır. Bu nedenle onun gözleri bizim gözümüz, kulakları bizim kulaklarımız ve dili de bizim dilimiz olur. Onu seviyoruzdur. O artık bizim için, bizim dışımızda ama bizden bir parçadır.

Beraber güler, beraber ağlarız. Hatalarını görür ve kendi hatalarımız gibi benimseriz. Zorlukların üstesinden birlikte gelmeye çalışırız. Bir süre sonra onun yaptıklarının insanüstü şeyler olduğu hissine kapılırız. Artık o, kimsenin yapamayacağı bir şeyi yapıyordur. O harikadır, mükemmeldir. O, artık bir ilahtır ve herkes onun adına ondan daha fazla konuşmaya başlar. Söylemedikleri söylenmiş olarak kabul edilir. Bir şeyi o söylerse gerisi teferruat noktasına dönüşür. Ve en tehlikeli durum ortaya çıkar onu ilah yapanlar bu kudreti kendilerine mal etmeye başlarlar. “Biz getirdik, biz götürürüz” noktasına varılır. İşte burası bir son değil, başka bir başlangıçtır...

***

Bu sezon sosyal medyada Beşiktaş her puan kaybettiğinde Şenol Güneş derinden sorgulanır hale geldi. Güneş’in sorgulanması pek tabii ki gereklidir: Bazı durumlarda herkeste olduğu gibi Şenol Hoca’nın da akıl tutulması yaşadığını düşünenlerdenim (10 kişi kalan Kayseri’ye karşı üçüncü oyuncu değişikliğini neden yapmadı hala anlamadım) ama biraz izan da gerekiyor hani. Artık Beşiktaş’ın ne oynadığından öte, Şenol Güneş’in kimi oynattığı önemsenir hale geldi. Yeni transferlerin takıma ne zaman gireceğini belirlemek sosyal medya ulemasına kaldı.

Teknik analiz yapmak, oyuncuların performanslarını takip etmek, rakip takımın durumunu görmek sanki birkaç arkadaşın kendi arasında yaptığı sohbetlere indirgenir oldu: “Olur mu abi, Quaresma orada oynar mı?”, “Oğuzhan da çok bozdu kardeşim”, “Hoca, al şu Lens’i artık oyuna hoca” gibi cümlelerle maç analizi yapanların çağında yaşıyoruz artık. Bir anket vardı geçen hafta, dört seçenekli. “Orta sahayı siz olsanız nasıl kurarsınız” diye. Sonuç, neredeyse yüzde 25 olarak dağılmıştı dört alternatife. Yani bu şu demek: Şenol Güneş ne yaparsa yapsın yüzde 75’e asla yaranamaz!!!

Vefasızlık bu!

Yıllardır sabreden ve sonunda tarihinin en güzel dönemlerinden birini (ekonomik durum hariç) yaşayan takımın bir kısım taraftarı, 2-3 maç kötü sonuç alındı diye hocasına sabredemiyor artık. Ortada sıkıntılı bir durum olduğu aşikar; ama yıllardır ikincilik, üçüncülükten ileri başarısı olmayan, 6-7 yılda bir şampiyon olan takımı iki sene üst üste şampiyon yapan, üzerine bir de namağlup ve lider Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkaran hocayı istifaya davet etmek, aklı başında kimsenin yapacağı iş değil. Bugün diğer takım taraftarlarına sorsanız “Tek bir şansınız olsa, Beşiktaş’tan kimi ayırırsınız” diye, bir saniye bile düşünmez, “Şenol Güneş” der oysa.

Kim bu insanlar?

Sevgi aynı anda nasıl nefrete dönüşüyor onu görüyoruz şimdilerde. Artık hocanın bunları bilerek yaptığı bile söylenir oldu. Kim bu insanlar? Kim bu Beşiktaş yenildiğinde “Şenol Güneş istifa” diyebilecek kadar fütursuz olanlar? Bir yandan “Beşiktaş şampiyon olsun, maç kazansın, kupa kaldırsın diye tutulmaz” deyip de kazanma hırsıyla yanıp tutuşanlar? Kim bu Şenol Güneş’ten daha Şenol Güneş olan kibirliler?

***

Çok güzel hareketler bunlar

Anadolu Genç Fenerbahçeliler grubunun twitter hesabından şöyle bir teşekkür edildi geçen gün: “Kendileri Sivas deplasmanından dönerken yolda denk geldiğimiz ve bizlere kendi otobüslerini teklif eden ve her türlü yardımı yapan ‘Deplasman Kartalları’na ve Mersinli Giray başta olmak üzere tüm Beşiktaş tribünlerine de gönülden teşekkür ederiz.” Deplasman Kartalları da bu teşekküre şöyle bir yanıt yazdı: “Geçmiş olsun, renkler takımlar ayrı olsa da her taraftar sevdasının peşinde, iyi insan olmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz”

Bu olayın tam tersi olsa, böyle bir durumdan dayanışma değil kavga çıksaydı haber bültenlerinde defalarca izlerdik. Ama konu yardımlaşma olunca konuyu sosyal medyadan tesadüfen öğrendik. İki gruba da çok teşekkürler, hala güzel şeyler olabildiğini bize gösterdikleri için...

YORUM YAZ