MENÜ

İslambek'in golüyle giden, Brady'nin golüyle döner!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Hiçbir işini zamanında yapmayan insanlarız biz. Planlı çalışmayı ve yaşamayı bilmediği için sınavına son gün hazırlanan, ödevini son gün yapan, faturasını son gün yatıran insanların yaşadığı bir memleketin milli takımı da böyle olur. Türkiye yine işini son maça bırakıp başka ülkelerin alacağı galibiyet veya beraberliklerle üst tura çıkmayı hayal ediyordu ama bu defa çekirge sıçrayamadı. Evet, kimi zaman “şans” bize gülebilir; ancak plan, disiplin, mücadele olmayınca şans ne yapsın?

Futbolda kazanmak da kaybetmek de var. Ama asıl önemli olan bunlardan ders almak. Milli takım da elemelerin sonlarında çalışıp başkasının attığı golle gittiği turnuva için hiç ders almamış ki, 2 maç yatıp son maçla gruptan çıkmayı umut etti, ama bu defa olmadı. Federasyonundan, teknik ekibine, futbolcularına kadar herkes suçludur.

Eğri oturup, doğru konuşalım: Biz bu turnuvayı hiç hak etmedik. İslambek’in attığı gole gittiğimiz turnuvadan Brady’nin golüyle elendik. Futbol, mücadele etmeyerek, başkasına sırtını dayayarak başarılı olacağın bir oyun değil. Şans her zaman yüzüne gülmez, kaderini kendin belirlersin, bu yüzden de kimse İtalyanlar’a kızmasın!

İtalya’nın suçu yok!

Liderliği garanti İtalya, son iki turnuvanın şampiyonu İspanya ile beş gün sonra maç yapacakken Türkiye’yi mi düşünecekti? Tabii ki as oyuncularını dinlendirecekti. Gruptan çıkmayı garantilemiş bir Türkiye, bir sonraki rakibi İspanya olsa İtalya gibi rotasyon yapmaz mıydı? Kaldı ki, İtalya’nın kart cezası sınırında çok fazla oyuncusu var. Aynı durumda biz olsak ne yapardık?
Değişen statü sayesinde turnuvaya katılan biz, elenince statüyü beğenmeyen yine biz... Şampiyona 24 takım yerine eskisi gibi 16 takımla olsaydı, elemelerde 19. olan Türkiye zaten Fransa’ya hiç gidemeyecekti.

Neymiş? Kahrolsun İtalyanlarmış! İspanya bunlara 5 atsınmış! Statü değişmeliymiş! Suçu İtalyanlar’a, statüye atarak gerçekleri halının altına süpürmek yerine, bir kere de “Yapamadık, başaramadık, tüm suç bizim” desin birileri.

Messi bile ıslıklandı

İlk iki maç rezalet oynadık. Hatta Çek Cumhuriyeti maçına kadar turnuvanın en kötü takımıydık. Ki ne oynadığımız bile belli değildi. İspanya maçında da tribündeki taraftar haklı olarak tepki gösterdi. Bu takımda en çok şey beklenilen kim? Tabii ki Arda. Tepkilerin ona yoğunlaşması da bu yüzden gayet normal. Şiddet ve ağır küfürler olmadıkça taraftar her yerde tepki gösterir. Başarılı olduğunda nasıl alkışlanıyorsa, mücadele etmediğinde de ıslıklanması doğal. Dünyanın en iyi futbolcusu Messi bile hem Barcelona’da hem Milli Takım’ında performansı sebebiyle ıslıklanmadı mı? Ama o taraftara trip atmak yerine, gitti golünü attı. Tribünde küfür yok, hakaret yok, gayet medeni bir protesto var ve kimse haksız olduğunu iddia edemez. Sosyal medya denilen canavardan edilen küfür ve hakaretler için hukuk yoluyla hak aranır; alınan galibiyet sonrası mikrofonlara saçma sapan açıklamalar yapılmaz. Ayrıca o ıslıklayan taraftara teşekkür etmek lazım. İspanyollar’ın baskıyı azaltmasını ve 3 gol atarak bırakmasını sağladılar, böylece de Türkiye’yi tarihi bir hezimetten kurtardılar.

Şimdi ne olur? Fatih Terim istifa eder, Galatasaray’ın başına geçer. Milli Takım da yeni bir hocayla yeni bir yapılanmaya gider. Sonra yine olmaz, Terim Milli Takım’a tekrar döner. Sonra yine gider. Yöneten kafa değişmediği ve sistem olmadığı sürece Türkiye ancak günü kurtararak, başkalarından medet umarak önündeki maçlara bakmaya devam eder.

Biz de ancak İzlanda nüfusu ile Türkiye nüfusunu karşılaştırarak eleştirilerimizi yaparız. Bir dahakine İtalyanlar olmaz, İspanyollar’ı suçlarız... Neyimiz doğru ki, futbolumuz düzgün olsun?..

Yolun açık olsun Emre Mor!

Daha lig devam ederken Emre Mor’un Beşiktaş’la anlaştığı haberleri gelmişti. Sevinmiştim elbet. Türkiye’nin en iyi yetiştiricilerinden Şenol Güneş’le çalışacağı için de harcanmayacağını düşünmüştüm. Olmadı. Kendisi için en doğru kararı vererek, bir maçla göklere çıkarıp bir maçla yerlere vuran Türkiye’den uzak durmayı tercih etti ve Borussia Dortmund’a gitti. 18 yaşındaki futbolcunun hayranı olduğu futbolcuyla fotoğraf çektirmesini bile çok gördü bizim millet. Emre, Milli Takım’da aldığı kısacık sürede oyunuyla, karakteriyle hepimizi mutlu etti. Egoları tavan yapmış ağabeylerinin arasında bir güneş gibi parladı. Bizlere neşe, umut, futbol verdi. Yolu açık, başarıları daim olsun!

YORUM YAZ