MENÜ

Göynümün Beşiktaş'ı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Napoli-Beşiktaş maçını izlemek için bir kaç günlüğüne gittiğim İtalya’da, maç öncesi Napoli’nin güneyinde bulunan Amalfi kıyılarına gittik birkaç arkadaş.
Kıyılara ismini veren Amalfi kasabası, limon kokuları arasında Akdeniz’in o kendine özgü dinginliğini taşıyordu her yerinde.
Denizden esen ılık rüzgar, kaldığım otelin balkonundaki demir korkuluklar arasından geçip, oturduğum koltuğa ulaştığında, ben internetten dostum Can Gox’un sesinden Neşet Ertaş’ın tezenesinden doğmuş ezgiler dinliyordum: Şu garip halimden bilen işveli nazlım. Göynüm hep seni arıyor neredesin sen?..
Aşağıda Amalfi Limanı’nı çevreleyen sokak lambalarının sarı ışıkları çoktan yanmıştı ve akşam, yavaş yavaş İtalya’nın bu ünlü turistik kentine inerken, ben ‘göynümüzün takımı’na yarın oynayacağı Napoli karşısında neden hiç şans tanınmadığını düşünüp duruyordum. Çünkü bütün bahis şirketleri bırakın Beşiktaş’ın galibiyetini, beraberliğe bile ihtimal vermiyordu. Gerçi o güne kadar Beşiktaş’ın şansı İtalyan takımlarına karşı hiç yaver gitmemişti ama bu kez, evet bu kez neden olmasındı. Kendime dürüst ol dedim: Bu kez kazanacak mıyız?
Evdeki hesap çArşı’ya uymaz
İtalyanlar’ın da beklenmedik durumlara yönelik kullandıkları bir atasözleri varmış: “A chi fa i conti avanti l’oste, convien farli due volte”. Yani “evdeki hesap çArşı’ya uymaz”.
Evet, uymaz!
Uzaklarda bir yerlerde gemi düdüğü ötüyordu. Yüreğim kazanacak diyor, aklımsa ısrarla direniyordu. Balkona çıktım, esen rüzgarla ciğerlerimi doldurdum, takımı gözümün önüne getirdim, bütün oyuncuları, teknik ekibi, taraftarı... Ve önümde uzanan körfeze karşı İstanbul’a zaferle döndüğümüzü hayal ederek, bağırdım:
HEY NAPOLİİİİ!
VENİ VİDİ VİCİ!*
* Geldim, gördüm, yendim

Gidilecek çok deplasman var

Napoli taraftarları ile Beşiktaş taraftarları arasında daha fazla gerginlik yaşanmasın diye, Napoli Limanı’ndan alınıp stada götürüleceğimizi duyduğumuzda sevinmiştik. “Ne kadar misafirperverler” diye de gülüşmüştük aramızda. Meğer misafir değil, eziyet seviyorlarmış. Şöyle anlatayım: Sizi Beşiktaş Vodafone Arena’ya götürmek için Ortaköy’den alıp Tekirdağ’a götürüyorlar. Oradan da stada getiriyorlar. 8 km’lik yol için 100 km’den fazla yol gittik, ağzına kadar dolu belediye otobüslerinde. Tam iki saat sürdü bu eziyet ve stada girebildiğimizde maç 1-1’di.
San Paolo Stadı’nı kendilerine çok güvenen Napoli taraftarına rağmen bestelerimizle inletirken, göynümün Beşiktaş’ının tüm futbolcuları da maçın hakkını fazlasıyla verdi, onlara hiç şans vermeyenlere inat...
Aboubakar attı, Napoli penaltıyla beraberliği sağladı. Aboubakar yine attı ve biz sevinç gözyaşlarıyla sesimiz kısılana kadar bağırdık:
Bölünür senin için uykular
Gidilecek çok deplasman var
Sana adanmış bütün hayatlar
Haydi bastır Kara Kartal...

Kadınlar vardır!

Eczacıbaşı Voleybol Takımı, Dünya Kulüpler Şampiyona’sında geçen yılki gibi yine şampiyon oldu ve bizlere büyük sevinç yaşattı. Vakıfbank’ın da dünya 3. olmasıyla çifte mutluluk yaşadık. Ancak! Bu güzel haber, her zamanki gibi futbolun gölgesinde kaldı ve saçma sapan gündemimizde kendisine pek de yer bulamadı. Bu başarı futbolda yaşansa günlerce hikaye üretilir, zafer günü neredeyse milli bayrama dönüştürülürdü. Maalesef böyle... Ben de dahil spordan anladığımız çoğunlukla futbol. Başarı futbol dışı olunca, üstelik de kadınların başarısı olunca pek görünür olamıyor bu memlekette.
Türkiye’de kadın olmanın gün geçtikçe zorlaştığı, kadına yönelik şiddet haberlerinin hızla arttığı, kadınların evden çıkmaması üzerine çeşit çeşit açıklamaların yapıldığı bu zamanlarda Eczacıbaşı ve Vakıfbank’ın başarısı kadınları görmezden gelenlere en güzel yanıt oldu.
Şampiyon Eczacıbaşı takımını ve 3. olan Vakıfbank sporcularını canı gönülden kutluyorum. İyi ki varsınız!

Yorumsuz:

Galatasaray - Trabzon maçının 0-1 deplasman ekibi lehine sonuçlanması Galatasaray taraftarında şok etkisi yarattı. Yüzde bin galip geleceğinizi düşündüğünüz karşılaşmadan puansız ayrılmak can sıkıcı tabii.

Galatasaray Yöneticisi Levent Nazifoğlu, bu mağlubiyet sonrası “Tam oyun hızlanıyor, birisi yatıyor ve 2-3 dakika geçiyor. Hakemlerin oyunun akıcılığına yardımcı olması lazım” diye konuşmuş.
Nazifoğlu’na hatırlatmak lazım: Geçen ay oynanan Beşiktaş-Galatasaray derbisinde, tam 13 dakika zaman geçiren Galatasaray, Elazığspor’un 10,5 dakikalık rekorunu tarihe gömmüştü.

YORUM YAZ