MENÜ

Dost musun, düşman mısın?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Lyon-Beşiktaş maçı öncesi yaşananlar herkesin malumu. Sözde Beşiktaş’ı desteklemeye gelen üst tribündeki birkaç kendini bilmezin alt tribüne meşale, maytap vb. maddeler atmasıyla başlayan olaylar, beklenmeyen ve istenmeyen bir hal aldı, sonrası da bildiğiniz gibi. Beşiktaş’ın golünden sonra yakılan meşaleler yüzünden, hakem futbolcuları uyardı: Engelleyin diye! 1-0 öne geçmenin coşkusunu dahi yaşayamayan futbolcuların, hakem maçı tatil etmesin diye, tribünlere yalvarması gözlerimin önünden hâlâ gitmiyor.

Ahmet Nur Çebi maçtan önce “Taraftarlarımız biraz ipin ucunu kaçırmış. 20 bin kadar Beşiktaşlı olacak bugün statta. Nasıl olacak çok merak ediyorum” diye açıklama yapmıştı. Ancak bu maçla birlikte gördük ki, taraftar sayısının çok olmasının hiçbir önemi yok, önemli olan nasıl davrandıkları.

Destek mi, köstek mi?

Bu maç bir kez daha gösterdi ki, takım fark etmeksizin Avrupa ülkelerinden maça gelen taraftarlar maalesef destekten çok, köstek oluyor takımlarımıza artık. Mesela Lyon Stadı’nda da Beşiktaş bayrağından çok Türkiye bayrağı vardı ve onlara göre yapılacak olan bir milli maç dahi değil, cenkti adeta (Tek derdi Beşiktaş’ı desteklemek olanları tenzih ederim).
Türkiye’den giden taraftarlar arasında da takıma destek olmaktan çok kaos yaratmak isteyenler var elbette. Ancak bu kişilerin sayıları bir elin parmaklarını dahi geçmez. Çünkü artık insanlar Avrupa’daki yaptırımların sertliğinin farkında. Çünkü orada olaylar sebebiyle gözaltına alındıklarında vizelerinin iptal olacağını ya da yurtdışı çıkış yasağı alacaklarının bilincindeler. Çünkü Avrupa’da, Türkiye’de olduğu gibi, gözaltına alındıklarında bir yöneticinin gelip onları kurtaramayacağını da biliyorlar.
Bu maçtan önce de diğer takımın haliganlarıyla hesaplaşmak(!) için günler öncesinden randevulaşanlar, maç günü O.Lyon satış mağazasını yağmalamaya kalkanlar olmuş. Polis müdahale edince de “Fransız polisi, Türk taraftarlara saldırdı” diye haberler çıkmış.

İstanbul’da olsa?..

Elbette milliyetçi Lyon taraftarlarını ve yetersiz güvenlik önlemlerini görmezden gelmiyorum. Ancak! Güvenlik önlemlerinin yetersiz olması meşale yakıp insanların üzerine atmayı gerektirmez. Empati yapmak, başkasına çuvaldızı batırmadan önce iğneyi kendimize batırmak lazım. Maç İstanbul’da olsaydı ve kulüp 25 bin Fransız’ın bilet almasını engelleyemeseydi. Gelen Fransızlar da Vodafone Arena’da Beşiktaşlılar’ın üzerine meşale, ses bombası vb. atmaya kalksaydı... Ne olurdu? İnanın, olabilecekleri düşünmek dahi istemiyorum.
Bütün Avrupa’daki Türkler’in böyle davrandığını düşünmüyorum, yanlış anlaşılmasın. Ancak Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor fark etmeksizin Türkler’in yoğun olarak yaşadığı ülkelerdeki maçlarda benzer olaylar hep oluyor. Yaşadıkları ülke takımlarının maçlarında yapamadıklarını kalabalık olunca Türk takımlarının maçlarında yapmayı marifet sanıyorlar maalesef. Tek başlarına kuzu gibiler, çok olunca kurt oluyorlar.

Bu ilk olay değil

Zamanım uygun oldukça yurtdışında Beşiktaş’ı desteklemeye gidiyorum. Bu olay, Avrupa’dan gelen Türkler’le ilgili yaşadığım ilk vukuat değil. Asteras maçı için gittiğimiz Yunanistan’da, maç sonu portatif tribün altında yağmurdan korunmaya çalışırken, Avrupa’dan gelenlerle Türkiye’den gelenler arasında sebebini bilmediğimiz bir kavga çıkmış, Yunan polisi hepimize saldırmıştı. İnsanlar kaçamamış portatif tribünün altında kalma tehlikesi yaşamıştı. O tribün yıkılsa kaç kişi yaralanırdı?

Hesabını kim verecek

Ben bu satırları yazarken, UEFA Disiplin Kurulu, Beşiktaş’ın cezasını hâlâ açıklamamıştı. D.Kiev deplasmanında da benzer olaylar sebebiyle ceza alan Beşiktaş’ın aynı maddeden dolayı cezasının katlanacağını savunanlar fazlalıkta. Ya birkaç kendini bilmezin, kendini tatmin etmek için yaktığı, aşağıya attığı meşaleler yüzünden bir sonraki Avrupa deplasmanında seyircisiz oynamak zorunda kalırsak? Bunun hesabını kim verecek?

Kimsenin, tek derdi Beşiktaş’ı desteklemek olanların hakkını gasp etmeye hakkı yok! Kimsenin, sahada futbol oynamaya çalışan futbolcuları, olay çıkmasın diye yalvartmaya, motivasyonlarını bozmaya da hakkı yok! Eğri oturup, doğru konuşalım ve bir an önce kendimize gelelim artık...

Stockholm’e giderken uğradık!

Bu, bir hanut yazısı değildir sevgili okur. Bu, Vodafone Karakartallı Beşiktaşlılar’ı, “bana çıkmaz” demeyip, çekilişlere katılmaya davet yazısıdır.

Vodafone Karakartal, Vodafone’un Beşiktaş taraftarının takımına 3-5 TL destek olmasını sağlayan bir programı. Hem kulübe destek oluyorsunuz hem de her ay düzenlenen çekilişlerle forma kazanmaktan tutun futbolcularla tanışmaya kadar birçok şansa sahip olabiliyorsunuz. Lyon maçı öncesinde de “en güzel sloganı sen yaz, arkadaşınla birlikte Lyon’da takımını destekle” diye kampanya yapmışlardı. Bir arkadaşım “Stockholm’e giderken uğradık” sloganıyla çekilişi kazanan 3 talihliden biri olmuş. Yanında giden talihli de ben oldum. Takım uçağıyla Lyon’a gitmek mi dersiniz, Lyon’da çok güzel ağırlanıp locada maç izlemek mi? Her şey tek kelimeyle harikaydı.

Başta sevgili rehberimiz Cengiz Aslan’a, Vodafone’dan Barış Doğruöz’e, Beşiktaş Segment Pazarlama Müdürü Naz Günaçar’a ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. En çok da yanına beni seçtiği için Ersel Oraner’e... En güzel yurtdışı seyahatlerimden biri oldu.

YORUM YAZ