MENÜ

Bir Genel Kurul anatomisi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Geçtiğimiz pazar günü Beşiktaş’ın İdari ve Mali Genel Kurulu vardı. Ben de oradaydım. Şaşırdığımı söylemeliyim. Kulüp hakkında çok şey bildiğimi sanarken, aslında ne kadar az şey bildiğimi fark ettim çünkü. Bu kongrenin önceki kongrelerden farkı yeni ve genç üyelerin izleyici değil yönlendirici olmasıydı. Nitekim Fikret Orman, yapılan eleştiriler sonrasında seçime gideceğinin açıklamasını yaptı. Gerçi onunki, “Anlaşıldı, siz seçim istiyorsunuz. El mi yaman, bey mi” diyerek meydan okumaydı, lakin olsun. Seçim olur mu bilmem. Statla ilgili 2 yıldır yapılan açıklamaların hepsi havada kaldığı için seçim konusunda da çok ümitli olmadığımı itiraf etmeliyim. Ancak! Saatlerce yapılan eleştirilere kulak tıkamayacakları ve kendilerine biraz da olsa çeki düzen verecekleri umudunu taşıyorum içimde.

Ne diyebiliriz ki!

Gençler heyecanlı yapılarından kaynaklı olarak çok daha tahammülsüzdür, oysa bu kongrede gördüm ki; Aydoğan Cevahir başta olmak üzere, yaşını başını almış eski üyeler kürsüye çıkan herkese sözlü olarak sataştı. Aydoğan Cevahir, bir partiden milletvekili aday adayı olduğunda Beşiktaş üyelerine, “Halkın takımı olan Beşiktaşımız’ın özünden aldığım güçle ... parti 2. bölge milletvekili aday adayı oldum” diye mesaj atmış. Ben 1. Bölgede olduğum için bana mesaj gelmedi. Zaten aday da olamamış. Ancak kulüp üyelerinin iletişim bilgilerinin kendisine verilmesi ve Beşiktaş’ın siyasete alet edilmesi çok büyük yanlış. Başkan Orman bu konuda sorulan soruları ise es geçti. Zaten ne diyebilir ki ?

Ben de rahatsızım!

Gençler heyecanlıydı, coşkuluydu; o yüzden de bazen yanlış kelimeler kullanmış olabilirler. Mesela Beşiktaş’ın Konyaspor ’a 1-0 yenilmesinin ertesi günü Beşiktaş Başkanı’nın magazin basınına malzeme olması insanları rahatsız edebilir. Ancak bunu dile getiren Ahmet Gelberi’nin sözlerinde hiçbir hakaret yoktu. Ama yukarıda bahsettiğim yaşını başını almışlar kürsüye yürüdü, hatta onların arasında Yönetim Kurulu Üyesi Metin Albayrak da vardı. Hakkında konuşulan, üyesi olduğu yönetimin başkanı sakin bir şekilde dinlerken Albayrak zor zapt edildi. Bu kadar sinirlenmesinin sebebi neydi acaba ? Ben de rahatsızım. Spor sayfalarında olması gereken Beşiktaş başkanının magazin sayfalarında yer almasından rahatsızım. Korumalarının, “Beşiktaş Başkanı’na saldırdılar” diye emniyeti aramasından rahatsızım. Beşiktaş Başkanı sıfatının bu şekilde kullanılmasından çok rahatsızım. Hele eleştiriye tahammül edemeyip kulüp üyelerinin üzerine yürüyen yöneticilerden çok fazla rahatsızım.

Bir sezon daha bitti

Bir lig daha yaşandı ve sona yaklaşıldı. Manzara netleşti: Aslan kral, Galatasaray şampiyon. Kim şampiyon olursa olsun, basın için bir başarı hikayesi olacaktı elbet. Galatasaray şampiyon oldu ve Hamza Hamzaoğlu’nun hikayesi yazılıyor şimdi. Ligde 2. sırada olmasına rağmen hiç umut vermeyen, taraftarının da inanmadığı bir takımı (futbolcuları) alıp şampiyonluğa taşıdığı için. Fenerbahçe şampiyon olsaydı, İsmail Kartal’ın hikayesi söz konusu olacaktı. Yardımcı teknik direktörlükten gelip takımını mutlu sona ulaştırdığı için. Ancak Kartal’ın başarısı gölgede kalacaktı, aylar aylar önce Aziz Yıldırım, “teknik direktörün hiç önemi yok, benim oyuncularım zaten şampiyon olur” vb. sözler sarf ettiğinden...

Galatasaraylılar’a tebrikler

Beşiktaş şampiyon olsaydı; statsız, ömrünü yollarda geçiren bir takım, hem de kulüp borç içinde yüzdüğü halde şampiyon olmayı başaracaktı. Bir Beşiktaşlı olarak itiraf ediyorum ki, son 15 günde ne oldu bilmiyorum. 15 gün önce liderken, bugün 10 puan geride olmak, kolay açıklanır bir şey değil. Stephen King yazıp, Steven Spielberg yönetse bu kadarını hayal edemez herhalde. Oysa ki çok inanmıştık... Olmadı. Önümüzdeki sezonlara bakacağız artık. Tüm Galatasaraylılar’a tebrikler.

YORUM YAZ