MENÜ

‘Beşiktaşım geliyor, kaldır elleri...'

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş için kontrol, topa hakim olmak demek. Topa hakim olarak aslında sahaya ve rakibe de hakim oluyorsunuz, adeta rüzgarın hızını ve yönünü siz belirliyorsunuz. Bunu yapmak bir çark sistemini kurmak anlamına geliyor aslında. Bu çark sisteminde dişlilerin her birinin hem özel hem de genel bir görevi oluyor ve farklı yerlerdeki dişliler birbirini etkiliyor; hatta belirliyor. Salı akşamı ilk yarı Quaresma-Babel-Talisca düzeninin işlememesinde Tolgay’ın üzerine kurulan baskının belirleyiciliği ne kadar fazlaysa, Tosic’in top kayıpları, dönen toplarda yetersiz kalışı ve yükü Pepe’ye bindirmesi de o kadar belirleyici oldu. İlk yarının en iyisi Pepe ise, Beşiktaş bunun üzerine düşünmeli.

Porto teknik direktörü Sergio Conceiçao, zaten işleyen çark sisteminde ufak tefek sorunlar yaşayan Beşiktaş’ın ikinci bölgede oyun kurmasına izin vermeyince, Tolgay ile Atiba hem birbirlerine daha da yaklaşıp hem de takımı ikinci bölgenin hemen gerisine çekince ikinci toplar Porto’ya döndü. Tamam, Porto da üstünlük kuramadı, hatta doğru dürüst bir atağı bile olmadı ama golü var; hem de çalışılmış bir duran top organizasyonundan. Cenk’in bu gole cevabı ise, bireysel hırsının ve çabasının ürünü olsa da Beşiktaş’ın ulaştığı seviyenin bir diğer göstergesi oldu.

Mest eden dakikalar

Medel’in oyuna girmesiyle Pepe rahatlayınca, dişlilerin arasına sıkışan çivi de atılmış oldu ve çark yine işlemeye başladı ama daha da yenilenmiş bir şekilde. 45-60 arası oyun; Porto, Napoli, Sevilla, Tottenham gibi Beşiktaş segmentindeki diğer takımların da ders alacağı nitelikte bir oyundu. Beşiktaş burada gol bulamadı ama Porto’ya da top göstermedi. Bu oyun Güneş’in Conceiçao’ya cevabı niteliğindeydi. Sonrasında her iki takım da maça ikna olmuştu zaten.

Çok güzel oldu... Çok iyi oldu. Beşiktaş, 1 maç kala Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmayı garantiledi... Hem de lider olarak. Takımlarımız Şampiyonlar Ligi gruplarından daha önce de çıkmıştır ve bundan sonra da çıkacaktır elbet ama lider olarak çıkmak (ve şu ana kadar yenilmemek) bundan sonrası için Şampiyonlar Ligi’nde oynayacak takımlara başka ilhamlar vermeli. Beşiktaş için bir ilkti gruptan çıkmak; lider çıkması ona sadece ilham değil güç de verecektir. Söylenenler doğru; “Beşiktaş’ım geliyor, kaldır elleri”... *Hayko Cepkin’in bestelediği Beşiktaş Marşı.

GURURLAN!

10 yıl 15 gün önce Liverpool’a 8-0 yenilen Beşiktaş, sürekli gol yiyen takımına sırtını dönmeyen, destek olan deplasmandaki bir avuç Beşiktaş taraftarı...
11 ay 15 gün önce D. Kiev’e 6-0 yenilerek Şampiyonlar Ligi’ne veda eden Beşiktaş, o soğukta uyumak varken sabaha karşı takımı karşılayan Beşiktaş taraftarı...
Kendisi asgari ücretle çalışırken ve günlerce karalar bağlayacakken, milyon Euro’lar alan futbolculara “milyonluk eşekler” demek yerine destek olan, “Üzülmeyin! Başınızı kaldırın, dimdik durun” diyen büyük Beşiktaş taraftarı! Bu başarıdaki en büyük pay onların! Bu takımdan umutlarını asla kesmedikleri için, sadece iyi gün değil kötü gün dostu da oldukları için, her düştüğünde takımı ayağa kaldırdıkları için her şeyin en iyisine, en güzeline layıklar...

YORUM YAZ