MENÜ

Ah Pereira ah...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Neden, “Ah Pereira ah” dedim biliyor musunuz?
Eğer bu Van Persie çok değil 7-8 maçta son iki maçtaki gibi olsa ki aynı şey Nani için de geçerli...
Eğer Volkan Şen’e hiç kesintisiz şans tanınsa...
Fenerbahçe tıpkı bugünkü gibi ofansa ağırlık vererek oynasa...
İnanın Fenerbahçe, Beşiktaş’ın çok çok önünde olurdu.
Şampiyonluk şans ibresi bir o yana, bir bu yana kayıyor.
Beşiktaş 3 puan önde ama kalan 4 maç, Fener’in rakiplerine göre dişli.
Galatasaray gibi, Konya gibi...
“Fenerbahçe mi yoksa Beşiktaş mı şampiyon olacak?” hesapları yapılırken gündeme bir ikinci madde daha oturdu.
Tartışılan olay şu:
Fener şampiyon olursa Pereira kalmalı mı? Oysa ikinci olsa da kalmalı. Bunu Trabzonpor’u 4-0 yendi diye söylemiyorum.
18 yılda 15 antrenör... Bu hoca enflasyonuna artık son verilmeli. Her başarısızlıkta suç hocalara yüklenmemeli.
Pereira futbolculara, futbolcular da Pereira’ya alıştı.
Az daha unutuyordum. Olaylar sırasında Pereira’nın son futbolcusu soyunma odasına gidene kadar sahada beklemesi, “Çocukları sahada bırakmak bana yakışmazdı” demesi de bana göre alkışlanacak bir harekettir.

Bu kaçıncı be arkadaş!

Her Trabzon-Fenerbahçe maçı öncesi yaşananların bu kez başka bir versiyonuna şahit olduk. Bir hakem dövülmediği kalmıştı, o da oldu.
Döven de emniyetten çıkarken bir grup tarafından, “Trabzon senin arkanda” diye tezahüratla karşılanıyor.
Hadi onu da bırakın, dayısı yeğenine nasihat vereceğine, “Ben maçlara gitmiyorum. Biliyorum ki gitsem yeğenim yapmasa ben yapacağım” diye konuşuyor.
Dünyaya rezil olduk.
Geçen aylarda da hakem Çağatay Şahan sabahın 4’üne kadar soyunma odalarından çıkamadı.
Şahan’a o tarihten bu yana Süper Lig’de maç verildiğini işitmedim.
Ne federasyon başkanı, ne MHK başkanı, ne de hakemler sendikası Çağatay Şahan’a sahip çıkmadı.
Sahada tertemiz bir mücadele, kimse kimseye kasti faul yapmıyor.
Tahrik edici en ufak bir davranış yok.
Ama maç başından sonuna kadar tribünlerden bir grup, başta Volkan Demirel ve Volkan Şen olmak üzere hepsine tempo halinde ağza alınmayacak küfür ediyor.
Bununla kalsa iyi.
Maç başlamadan stada gelen Fener otobüsüne yabancı maddeler yağdır...
Volkan Demirel’in koruduğu kaleye ayakkabı dahil eline ne geçerse fırlat...
Hep üç-beş kendini bilmezin yaptığı iş diye olaylar geçiştiriliyor.
Provokasyon var deniliyor. Peki kim yapıyor? Kimlerin bu işte parmağı var?
Bunlar hep Fenerbahçe’ye mi oluyor?
Bakın, bir yıl geçti hala Fener otobüsünü kurşunlayanlar bulunamadı.
Ama yeter artık...
Birileri bir şekilde bu işe bir DUR demeli.

Tüylerim diken diken oldu

Nani sahadan çıkarken bir Trabzonsporlu taraftar formasını istedi. O da çıkardı verdi.
Vay sen misin o formayı alan!
Adamcağız yerine otururken, protestolar başladı.
İri kıyım biri çıktı, üstüne yürüdü. Formayı bir hışımla çekti elinden aldı.
Forma sahaya fırlatıldı.
Orada biraz daha kalsa herhalde çok daha vahim olaylar çıkabilirdi.
Apar topar aldılar, tribünlerden çıkardılar.
Hadi onu da bir tarafa bırakın...
İnsan kendi kaptanına küfür eder mi?
Onu da çileden çıkardılar. Protestosunu, maç sonu formasını ve eldivenlerini sahaya bırakarak yaptı.
Ya üzerinde Ay-Yıldız olan Fenerbahçe bayrağının bazı kendini bilmezler tarafından direğe tırmanarak indirilmesi?
Olacak iş değil...

YORUM YAZ