MENÜ

Hayırlı olsun

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beylerbeyi Arabacılar sokakta bizim evle aynı sırada ama daha iskeleye yakın olan Tahvile teyzelerin bahçe içindeki şirin evin Beşiktaş hastası oğluydu Zeki abi. İstanbul İstanbul, mahalleler mahalle, komşular daha hâlâ aileden biri gibi görülen komşuyken, bizler ufak çocuklar olarak mahallede evlerimizin bahçelerinde plastik top peşinde koştururken o, maçlara gider biz de gıpta ederdik.

Taa ki bir gün emanet olarak yanına verilip Beylerbeyi iskelesinden Beşiktaş’a uğurlanana kadar. İlk maç.. Futbola düşkün bir çocuk için herhalde en önemli günlerden biri. En azından benim için öyleydi. Neden dolayı sahip olduğunu hatırlamadığım serbest giriş kartı ile o, kapalı tribünün kendilerine ait kapısından içeri girmeden önce, beni de turnikenin altından içeriye geçirmişti.
İlk merdivenler koridor ve tribüne çıkan o ikinci merdivenler. Şimdi kazık kadar bir adam olan büyük oğlum Cem’in Disney’in kapısına gelince gördüğüm ve hayatım boyunca unutmayacağım göz parlaması nasıl ise aynı duyguyu yaşadığımı hatırlıyorum sahayı ilk gördüğümde. Büyülü futbol dünyasının yeni moda adı ile arenasına ilk bakışım. Dün aradım, tarihi de buldum 2 Ekim 1971’miş. Beşiktaş-Adanaspor maçı.

Maça dair bir hatıram yok. Tek hatırladığım Sanlı abi. Yani Sanlı kaptan. Niye o, neden rahmetli güzel insan Vedat Okyar değil, ya da unutulmaz kaleci Sabri Dino değil hiçbir fikrim yok. Belki de sadece kaptan olduğu için.

Aradan 45 yıl geçmiş. Yıllar içinde hatırlayamadığım kadar çok maça gittim büyüdükçe, İnönü’nün duhuliye dahil her tribününde hatta Beleştepe’den bile maç seyrettim, dünya üzerinde hatırı sayılır bütün statları gördüm ama o ilk gün bambaşkaydı.

Hep iddia ettim, yeryüzündeki en güzel statlardan biriydi İnönü Stadı. Eski Wembley, Berlin Olimpiyat ayarı bir güzellik ve zerafet. Şimdi de çok güzel olmuş. Gerçekten güzel, muhteşem bir atmosfer, modern koltuklar, müthiş akustik, yüksek hizmet... Beşiktaş büyük zaferlere imza atacaktır bu yeni yuvasında da. Yeni nesiller bunu bilecekler ve çok da mutlu olacaklardır eminim. Ama ben hep o zarif İnönü’yü özleyeceğim. Kentlerimiz, insanlarımız başka bir şeye dönüşürken İnönü Stadı’nı da dönüştürdü yeni düzen.

‘Eve dönüyoruz’ diye sosyal medyayı sallıyor sponsorların reklam ajansları. Oysa ‘ev’ yok artık. Tıpkı Zeki abilerin bahçeli şirin evlerinin yerinde yükselen apartman gibi orada da başka bir şey var. Beşiktaş da VİP oldu. Önce VİP’lere açtı yeni stadını. Sayın Fikret Orman geçen hafta verdiği bir röportajda, “Beşiktaş sarayın takımı” deyince, taraftarın bir kısmından tepki çekmişti. Önceki gün anladık ki, kast ettiği muhtemelen eski saray değil, günümüzün sarayıymış.

Geçmiş zamanda “Çarşı hata yaptı” diyen sayın Başkan, eminim dün tribünleri görünce Çarşı ile bir kere daha gurur duymuştur camianın lideri olarak. O stat, açılışında ilk golünü atan Beşiktaş’ın gerçek efsanesi Süleyman Seba’yı yaratmıştı. Bakalım bu stattan kimler geçecek, kimlere ne kapılar açacak. Hayırlı uğurlu olsun. Kalp yeniden semtte atıyor artık.

YORUM YAZ