MENÜ

Fenerbahçeli Nicolas Anelka

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Anelka’nın resmen Fenerbahçeli olduğu önceki gün, iki yönetim kurulu üyesi bu transferlerle ilgili mesajlar verirken, yine medyadan bahsetmeden edemediler. Önce FBTV’de ekrana çıkan Murat Özaydınlı, hatırladığım kadarıyla şu mealde konuştu, “Fenerbahçe büyük kulüp ve transferi istediğimiz şartlarda bitirdik, medya da çok adı geçti diye almadık. O günler eskidendi.” Şimdi aklıma doğal olarak şu soru takıldı. Eskiden bu yönetim medyaya adı yansıyan futbolcuyu sırf bu yüzden mi alıyordu? Umarım böyle olmamıştır. Olduysa büyük yanlış yapmışsınız. Kimbilir ne paralar boşa harcanmıştır. İkinci olarak transferin kahramanı Hakan Bilal Kutlualp, ayağının tozu ile indiği Sabiha Gökçen Havaalanı’nda geçti mikrofonların başına ve dedi ki, “Böyle futbolcular kolay kolay gelmiyor Türkiye’ye. Anelka’nın burada mutlu olması için herkese görev düşüyor”. Ve ekledi Kutlualp, basına, taraftara, takıma falan filan. Ve bir de öğüt verdi, “Eleştirileri dikkatli yapalım, çocuğu üzmeyelim” diye. Burada anlayamadığım birşey var. Fenerbahçe taraftarı zaten her futbolcusunu bağrına basar, takım arkadaşları, takımdaşlık ruhu adına zaten Anelka’yı benimsemeli de, basına ne oluyor. Fransız yıldız, burada başarılı olamazsa basın ne gibi bir görev üstlenmeli? Herşey Fenerbahçe’nin istediği gibi olursa, Nicolas ödenen paraları hak edecek futbolu oynar, başarılı olursa, basın neden bu futbolcuyu olumsuz eleştirsin? Ya da tam tersi, Anelka, Fenerbahçe’de başarısız olur, uyum sağlayamaz, sürekli sorun çıkartırsa neden eleştirmesin? Özellikle büyük takımlarımızın başarısı basın için tiraj demek, siz hiç merak etmeyin, basın bindiği dalı kesmez. Siz işinizi iyi yapın, en güzel eleştirileri okursunuz. Dayan Rıza Yanılmıyorsam iki yıl önceydi, Rıza Çalımbay Milliyet’in “Yılın Teknik Direktörü” ödülünü aldığı zaman. Beşiktaş’ın Atom Karınca’sı futbolculuk hayatından sonra yeni yaşamında da başarılara imza atmaya başlamış, Milliyet okuyucuları da oylarıyla onu ödüllendirmişti. Aradan geçen zamanda Rıza hoca daha da pişti ve zorlu bir dönemde yetiştiği yuvadan görev çağrısı aldı. Umarım başarılı olur. Peki ya olamazsa. Onun cevabını Başkan Yıldırım Demirören vermiş CNN Türk’ün Santra programında. “10 yıl Beşiktaş’ta Türk hoca çalışamaz.” Bir başkan da ancak bu kadar sokar hocasını stres altına. “Ya başarılı ol, ya da sen ve diğer Türk arkadaşların biter Beşiktaş için”. Demirören başarının kıstasını açıklamalı, ilerde bir gün muhalefetten biri çıkıp da, “Bu yönetim başarısız, 10 yıl bir daha bu kapıdan giremezler” derse, biz de “Yapmayın; bu bir geçiş dönemi, bakın iyi planları, projeleri var” falan gibi yorumlarla kendimizi yormayalım. Babama Bugün birinci yıl. Umarım gittiğin yerde keyfin yerindedir. Beni soracak olursan pek iyi değilim. Kendimi daha yorgun hissediyorum. Meğer ne çok yük kaldırıyormuşsun da anlayamıyormuşum. Oğlun

YORUM YAZ