MENÜ

Aziz Yıldırım'ın vedası...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Şu anda 20’li yaşların başında olan genç insanların dahi onsuz bir Fenerbahçe hatırlamaması hiç şüphesiz ki ileride bu kulübün tarihini yazacak insanların onun için özel bir sayfa açmasına yetecek kadar önemli bir olaydır aslında.

Bundan tam 17 yıl önce başkan olduğu zaman o bir oyluk farkın yarattığı etkinin kulüp tarihinde yaratacağı etkinin bu denli büyük olacağını pek kimse tahmin edememişti.

Dünkü konuşmanın yorgun kahramanı Aziz Yıldırım, aslında başka sözler söyleyecektim diye başladığı konuşmasında gördük ki, bir gece önce Fenerbahçe 2000 Derneği’nin 15’inci kuruluş yılı yemeğinde yaptığı kısa konuşmanın genel hatları dışında farklı bir açıklama yapmadı.

Tıpkı o geceki gibi yorgun, tıpkı o geceki gibi sakin ve tıpkı o gece gibi bıkkın görünüyordu.

Aziz beyin tavrını ve yapısını bilenler için pek alışık olunan bir duruş değil bu. Öyle ki gazetelere verilen ilana çok sinirlendiğini belli ettiği anlarda bile o eski Yıldırım halinden hayli uzaktı.

Başkanlık yaptığı yıllarda birkaç kez görevi bıraktığı zamanlarda bile onu bu denli soluk hatırlamıyorum.

“Başkanlığa veda adaylığı” olarak isimlendirebileceğim konuşmanın etkilerini hep beraber bugün itibari ile görmeye başlayacağız. Şu an için en net bilgi Ali Koç’un önce yönetime girmesi mahkeme sonrası da başkanlığı devralması için Yıldırım’ın çaba gösterdiği.

Aziz beyin gönlündeki formülün birincisi bu. Her ne kadar zaman zaman sürtüşmeleri ve dargınlıkları olsa da Fenerbahçe menfaati için en doğrusunun bu olduğuna inancı tam.

Sonucu şu anda belirsiz ama camianın da en çabuk adapte olacağı formül de bu.

Peki ya aksi olursa; Ali bey başkanlık için aday olmaz ise ne olacak!

Aziz Yıldırım’ın kendinden sonraki dönem için başkanlığına sıcak bakacağı isim adedi 4 değildir. Kafasındaki adaylardan hiçbiri bu göreve talip olmaz ise o zaman camiayı daha zor günler bekleyecek demektir.

Bunlar başkan olursa kulüp üç ayda bir kongreye gider derken biraz abartılı olmakla beraber gerçekçi bir tespitte bulundu başkan. Mali tablo her baba yiğidin altına giremeyeceği kadar ağır.

Girecek çıkar mı: evet çıkar. Ancak o aday ya da adaylar da kulübün şu ana kadar verdiği kavganın dışında bir makas değiştirmesini gerektirir. Ülkenin içinde bulunduğu genel konjonktür gereği ‘üst erk’in talep ve talimatları ile bir başkan adayı belirlenecektir Fenerbahçe’ye.

Bu durumun ise neleri getirip neleri kaybettireceğini kestirmek şu anda pek olası değil.

Asıl soru ise burda başlıyor benim için. Bunca kavganın ardından bu durumu içine sindirir mi Aziz Yıldırım.

Şu andaki şartlar mecbur kılacak gibi duruyor.

Aksi nasıl olur? İşte onun da formülü var. Belki de hayatımın projesi derken de bunu kastediyordu ‘1 Milyon Üye’ projesine başlarken.

Çıkış hayallerinin çok gerisinde seyreden bu proje iyi işleyebilseydi, kısaca gerçekten 1 milyon üyeye ulaşılabilseydi ya da ulaşabilecek ışık görülseydi, dün muhtemelen çok daha gür çıkan bir ses duyacaktık Aziz beyden.

Fenerbahçe’nin asıl ve en büyük problemi ne kaçan şampiyonluktur, ne yıldızı en büyük rakibinin takması ne de hocasından futbolcusuna büyük oranda yenilenmesi gereken bir kadroya sahip olması.

Asıl mesele bütün bu tabloları tersine çevirecek maddi gücün olmayışıdır.

Çünkü Fenerbahçe sponsor bulurken, arazi alırken, yatırım yaparken ‘Yeni Türkiye’nin kuşatması altındadır.

Umut 1 milyondu.

O da olmadı, olamadı. Fenerbahçeli’nin önünde çok seçenek yok. Ya Ali bey başkanlığı kabul edecek,

Ya Sarı-Lacivert’e gönül verenler üyelik için derhal harekete geçecek.

Bu iki seçenek de Aziz Yıldırım’ı mutlu edip istediği hayata geçmesine yol açar.

Aksi, 17 yılını iyisiyle kötüsüyle kulübüne vakfetmiş (bana göre başarılı) bunun için ağır bedel ödemiş birinin buruk vedasıdır.

YORUM YAZ