MENÜ

Haydi beraber keyiflenelim

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Yediden yetmişe, kadını erkeği, bu coğrafyada yaşayan herkesin, ömrü hayatında mutlaka bir topa ayakla vurmuşluğu vardır. Ve işte tam da bu sebeple, herkes futbolda neyin ne olduğunu, futbolun ruh halini çok iyi bilir. Türkiye’de futbolcuların, teknik adamların ve futbola dair her ne iş yaparsa yapsın herkesin işi zordur... Hiç kimse kusura bakmasın, iliklerine kadar futbol işlemiş bir toplumun, bu güzel oyuna seviyeli bir şekilde her zaman görüş bildirme hakkı bakidir.

Futbol her yerde futbol

İnsan, hayatında çok seçici olabiliyor zaman zaman. Bazen işe bile giderken ayaklarınız geri geri gidiyor, bazen de işyerinde vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Bazı insanlarla konuşmak size çok iyi geliyor ama bazılarını gördüğünüzde yolunuzu değiştirdiğimiz çok oluyor. Hayatta her zaman herşeye eşit ağırlığı veremiyoruz ne yazık ki. İnanın futbolda da olan bir şey bu seçicilik. Mahallede oynanan maçları hatırlarsınız. Benim o zamanlardan kalma en büyük hafızam, bazı maçlarda bazı arkadaşların çok iyi oynamasıydı. Özellikle tüm mahallenin gözü üzerindeyse, tüm spotlar kendisine dönükse, oynadığı futbola kendisi de inanamazdı bu arkadaşlar. İster kocaman bir arenada olsun, ister mahalle arasında minyatür kale olsun... Futbol, her yerde futbol.

Hikaye baştan yazılır

Son zamanlarda Fenerbahçe’ye dair yapılan en büyük eleştiri ise işte tam bu nokta. Fenerbahçe’nin büyük takımları hem Türkiye hem de Avrupa’da dize getirip, -ki bu harika futbolun sonucundan Manchester United bile nasiplendi- nispeten alt sıralarda olan, daha zayıf takımlara karşı taraftarını hayal kırıklığına uğrattığına çok şahit olduk. Evet doğru, belki futbolcular maç seçiyor, belki de iştahlanma sorunu yaşıyorlar zaman zaman... Tıpkı mahalle aralarında top koşturan çocuklar gibi. Ama ne olursa olsun, Boğaz’ın kıyısında, hafif bir deniz esintisinin insanın içini gıdıkladığı bir havada, dünyanın belki de en iyi konumuna sahip, tarihte Dolmabahçe Stadı’ndan, Mithatpaşa Stadı’na, İnönü’den, Vodafone Arena’ya kadar pek çok isme evrilen bu muazzam stadyumda, herhalde Fenerbahçeli futbolcular spotların kendi üzerilerinde olduğunun fazlasıyla farkında olacaklar. Ve inanın bana, işte tam bu noktada hikaye baştan yazılır. Sadece futbolcusu değil, camiası ile beraber bir inanmışlık ve takımlarına duyulan inanılmaz destek devreye girer. Boğaz’ın Asya yakasının ışığı, Dolmabahçe’den çok rahat görülür...

Beşiktaş’ı yenmek olay olur

Bir takım düşünün, oynadığı muhteşem futbolla taraflı tarafsız herkesin Şampiyonlar Ligi’nden elenmesine kahrolduğu. Yine bir takım düşünün, belki de tarihinde ilk defa bu kadar büyük bir kadro derinliğine sahip olan. Ve yine bu takım, adeta Türkiye’deki futbolun başöğretmeni olmasına en büyük adayı olan bir futbol adamına sahip. Sadece verdiği taktiklerin değeri değil, gittiği her takımda, göğsüne kırmızı kurdela taktığı bir sürü öğrencisi olan bir eğitim sevdalısı. Ve bu hoca öncülüğünde, Avrupa’nın en iştahlı futbol oynayıcıları. Yeni yapılan stadında gövde gösterisine çok alışkın bir Beşiktaş. Ve tüm dünyanın kabul ettiği, en yaratıcı, en hırslı, en duygusal, ülkenin derdini en fazla kendine dert edinen taraftarına sahip bir Beşiktaş. Bu taraftar ne Van’da üşüyen çocukları, ne de baraj altında kalan Hasankeyfi hiç unutmadı. Ve bu taraftar, senelerce bu oyunun özlemi ile yandı tutuştu. Şimdilerde, tüm camia büyük bir keyifle arkasına yaslanmış takımın keyfini sürüyor haklı olarak. Pazar akşamı, bu taraftarın arkasında olduğu bir takımı yenmek büyük olay olur sanırım.

Dostluk rüzgarları essin

Bu ülkeyi kıskanılır yapan, herkesin gıpta ile baktığı bir coğrafyada olması değil sadece. Kendisine ait o kadar büyük değerleri ve kültürü içinde barıdırıyor ki, saymakla bitiremeyiz. Kebap severseniz Adana’ya bekleriz, balık derseniz meşhur Ege kıyılarında keyiflenirsiniz. Bir yandan karda kayak yaparken, bir yandan da kendinizi sıcacık sulara bırakabilirsiniz. Çanakkale’ye gider tüylerinizi diken diken edersiniz, Konya’ya gider maneviyatın doruğuna çıkarsınız. Beşiktaşlı olur Baba Hakkı, Süleyman Seba ile göğsünüz kabarır, Fenerbahçeli olur Lefter ile gurur duyarsınız. Çok şanslıyız biz... Anlatacak çok hikayemiz, yaşayacak kocaman bir kültürümüz var. Fenerbahçeli arkadaş, Beşiktaşlı dostunun omuzuna elini atacak ve beraber gururlanacaklar. Ve bu kupa maçında netice ne olursa olsun, kazanan hep Türkiye olacak. Haydi beraber keyiflenelim, umuda ve keyifli yarınlara çok ihtiyacımız var.

YORUM YAZ