MENÜ

Özkan Sümer yaşıyor!

Abone Ol Google News

İnsanın son nefesini vermeden önce bütün yaşamının bir film şeridi gibi gözünün önünden geçtiği söylenir. Özkan Sümer’in ölüm haberini alınca onunla yaşadıklarımız bir anda belleğimden geçip gitti. Ne kadar çok şey yaşamış paylaşmışız, bir köşe yazısına sığmaz, neredeyse birkaç cilt kitap olur.

Haberin Devamı

Henüz 20’li yaşlarımın başında bir futbolcu ve spor akademisi öğrencisi iken Özkan Hoca’ya sevgi ve saygıda ilk adımı atmıştım. Trabzonlu futbol hocamız Kemal Güner, Özkan Sümer’in Trabzonspor’da uyguladığı antrenman programlarını bize ders olarak anlatırdı. Trabzonspor’un şampiyon hocası daha 30’lu yaşların ortasında üniversitelerde konu edilecek değerde futbol antrenman programları geliştirebilmişti. Bu Türkiye’de bir ilkti.

1980’li yılların başından itibaren teknik adamlığa başladığımda defalarca rakip olduk, her karşılaştığımızda ve buluştuğumuzda dostluğumuz biraz daha pekişti. 1987 yılında birinci ligde Edirnespor’u çalıştırıyordum. O da Konyaspor’un başındaydı. Edirne’ye deplasmana gelmişlerdi. Özkan Hoca bel fıtığından hastanede yatıyordu. Yedek kulübesine sedye ile geldi ve sırtüstü yatarak takımını yalnız bırakmadı. Onun yerinde kim olursa olsun hastaneden öteye bir adım atmazdı. Ama Özkan Hocam bütün ağrı ve acılarına karşın takımının başındaydı. O yıl Konyaspor şampiyon olup Süper Lig’e çıktı.

Haberin Devamı

“Azimli olmak” ne demektir? Elbette ki deyimin sözlüklerde bir karşılığı vardır ve engelleri aşma duygusu olarak açıklanabilir. Ancak deyim bundan çok daha fazla anlam yüklüdür. O anlamın derinliğine ulaşmak istiyorsanız Özkan Sümer’in öz yaşam öyküsünü bilmeniz gerekir.

Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin başkanlığını yaptığında beni de Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak atamıştı. Onun girişimleri ile dernek 19 Mayıs Stadı’nın altındaki küçük odadan kurtulup Kızılay’daki Konur Sokak’ta bir dernek binasına kavuşmuştu. Orada yaptığımız toplantılarda heyecanlı yapısıyla Türk futboluna hizmet etme aşkına yakından tanık olmuştum.

Özkan Sümer Türk futbol tarihinde “buluş yapmış” tek teknik direktördür. Hollandalı teknik adam Rinus Michels tarafından 1970’li yıllarda bulunduğu söylenen ancak kökleri daha eskiye dayanan total futbolu modifiye ederek, kendine göre değiştirip biçimlendirerek “şok pres” e dönüştürmesi ve bu uygulamanın sonuçlarını başarıyla, şampiyonluklarla alması futbol tarihimizdeki en önemli gelişmelerden biridir.

İngiltere yetiştirdiği teknik adamların misyonerliği sayesinde futbolu dünyaya yaymıştır. Hiçbir ülke İngiltere kadar büyük teknik adam yetiştirememiştir. Ancak İngiltere futbol tarihini yazanlar Britanya’dan iki büyük teknik adam yetiştiğini yazarlar. Brain Clough ve Bil Shankly. İkisi de inandıkları dava uğruna kavga etmekten çekinmeyen, dürüst, inatçı, sözünü eveleyip gevelemeyen, yeri geldiğinde taşı gediğine koymaktan sakınmayan, dobra ve aynı zamanda nüktedan ve espiri kabiliyeti yüzsek hocalardı. Yani Özkan Sümer’in İngiliz versiyonları. Birbirlerini tanımadan Trabzon ile İngiltere arasında kültür köprüsü kurmuş üç hoca.

Bil Shankly Liverpool’un yaratıcısı. Çok ünlü bir oyuncuyu Liverpool’a transfer etmek ister, ama oyuncuyu Everton alır. Kendisine sorulduğunda “ben zaten onu yedek takımda oynatacaktım” der. Okuyan, araştıran ve bu nedenle filozoflara taş çıkartacak benzetme, betimleme ve espiri yapma yeteneğiyle futbol kültürümüze ayrı bir tat katmıştır Özkan Hocam..

Haberin Devamı

Trabzonspor’un bir maçında Lemi kötü oynamaktadır. Devre arası soyunma odasına gidildiğinde Özkan Hoca “Lemi sen ısın” der. Lemi” ama hocam ben oynuyorum” diyince espriyi patlatır “senin oynadığını kim gördü?”

Özkan Sümer ile ilgili yazılar bu sınırlar içinde kalamaz. Yeri geldiğinde onun futbolumuza düşünsel ve pratik katkılarını yazmaya devam edeceğiz. Bu satırları onun yakın dostlarından kardeşim Yıldırım Tükenmez’in paylaşımı ile noktalamak isterim: “Mevcut hocalar gibi sadece kendine yatırımı düşünen, mukavele kurnazlıkları yoluyla bireysel çıkar, tahsilat peşinde hiçbir zaman koşmamış, skor odaklı ucuz yaklaşımlar ile dürüst oyun ilkelerini aşındırmamış, maddi manevi tüm birikimlerini, yaşam boyunca görev aldığı kurumlar, gençler, altyapılar dahası Türk futbolunun tüm aşamaları için seferber etmiş, yeri geldiğinde makamını, mevkisini onuruyla bırakmış çok özel biriydi Özkan Sümer… Yerinin doldurulması mümkün olmayan büyük bir futbol adamını, futbol ustasını, futbol abidesini, büyük bir sportif şahsiyeti, entelektüeli, futbolun filozofu Özkan hocamızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Anısına sonsuz saygı ve hürmet...”

Özkan Sümer yaşıyor! Futbol ve dostları yaşadığı sürece Özkan hocamız da hayatta olacaktır…

Haberin Devamı
YORUM YAZ