MENÜ

Karius maçın adamı seçiliyorsa...

Abone Ol Google News

Bizim kuşak henüz lise sıralarında oturduğunda ve sosyal olarak bilinçlenmeye çalıştığı dönemde Genel Kurmay Başkanı olan Orgeneral Memduh Tağmaç “Sosyal uyanış ekonomik gelişmeyi aştı, bunun önüne geçilmeli” dediğini çok iyi anımsıyorum. Bu söylemin sonradan gelen muhtıra ve darbelere yol göstermiş olabileceği siyasal tarihçiler tarafından çeşitli zamanlarda dile getirilmiştir.

Haberin Devamı

Beşiktaş’ın Alman kalecisi Karius’un, Ankaragücü maçında karşılaşmanın adamı seçilmesi Türkiye’de futbol seyircisinin uyanışının hatta bazı teknik adamlar ve yorumcuların önüne geçtiklerinin bir göstergesi olmalı. Seyirci uyanışının önüne geçilemez elbette. Ancak bu uyanışın karşısında teknik adam ve yorumcuların giderek işlerinin zorlaştığı söylenebilir. Özellikle Beşiktaş seyircisinin bu uyanışın öncüsü olduğu kabul edildiğinde, Siyah-Beyazlı takımda hocalık yapmak da giderek zorlaşacak.

Ligin 24. haftasında neredeyse lige havlu atacak konuma gelen Beşiktaş’ın kötü oyununu gören izleyiciler Şenol Güneş’e futbol filozofu geçinenlere taş çıkartacak bir soru sordular: “Söylesene Şenol Hoca takım neden kötü oynuyor?”. Bu sosyal içerikli soruya ne yazık ki Şenol Güneş yanıt veremedi. Bugüne değin Beşiktaş’ın kötü oyunlarını doğru bir şekilde analiz edemeyen dolayısıyla seyircinin merakını gideremeyen Güneş, Ankaragücü maçından sonra da bin dereden su getirip “yasal söyleşi verme” süresini doldurmaya çalıştı.

Haberin Devamı

Oysa takım maçı 4-1 kazanmasına rağmen kaleci Karius maçın adamı seçilmişti. Bu durum takımın kurgusunda ya da oyuncuların bireysel çabasında kusurlar olduğunu göstermektedir. Bu kusurların neler olduğunu hocadan daha iyi kim bilebilir ki? Ama hoca bunlardan hiç söz etmeden, sezon başından bu yana transfer edilmesi için her türlü takım içi varyasyonlara başvurup sahaya çıkarttığı Burak Yılmazı koruma altına almıştı. Maçtan Sonra Şenol Güneş’i dinlerken duyduklarıma inanamadım. Sanki Burak’ın hiç kusuru yokmuş da, Kulusic burnunu Burak’ın direysine vurmuş gibi bir hava yarattı.

Bu tavır haksever bir insanın düşüncesi olamaz. Kulusic’in burnundan akan kan, geçen yıl Fenerbahçe Stadı’nda Güneş’in kafasından akandan daha fazlaydı. İkisi de haksızdır, ikisi de kural dışıdır. Bir futbolcu rakibinden kurallar dahilinde korunmak ya da dengesini sağlamak için kollarını omuzları üzerine çıkartamaz. Omuzlarının aşağısında iki yana açabilir. Omuzdan yukarı kaldırdığında kuraldışı davranışa eğilimli olduğunu gösterir. Dolayısıyla Burak Yılmaz’ın davranışı sarı karttan daha fazlasını gerektiren bir tutumdur. Burak Yılmaz haksız rekabet ve haksız kazanç yolları deneyerek dünya gol kralı olsa da benim gözümde değeri yoktur. Şenol Güneş gerçekleri gizlemeye devam ededursun, uyanan seyirci gün gelir her şeyi gün ışığına çıkartır...

YORUM YAZ