MENÜ

Adnan Polat'ın mirası

Abone Ol Google News

Beşiktaş’ın stadında oynanacak Fenerbahçe derbisine konuk takımın taraftarları alınmayacak. Büyük olasılıkla İl Güvenlik Kurulu toplantısından çıktı bu sonuç. Bilindiği gibi büyük takımların maçlarına rakip takım seyircisinin alınmaması fikri Adnan Polat’tan çıkmıştı.

Haberin Devamı

Özhan Canaydın yönetiminde başkan yardımcısı ve yanlış anımsamıyorsam aynı zamanda futbol şubesi sorumlusu olan Polat “madem saha bizim o zaman tribünlere de sadece bizim taraftarlarımız gelsin” şeklindeki düşüncesini yönetim kuruluna kabul ettirmişti.

Özhan Canaydın neden karşı çıkmadı?

Benim anlamadığım konu şudur: Özhan Canaydın gibi rakiplerine saygılı, Fenerbahçe’ye 6-0 yenildiklerinde rakibini alkışlayacak kadar sportmen bir başkanın bu fikre nasıl onay verdiğidir.

Defalarca konuştuğumuz, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde davet ettiğim zaman uzun bir sohbetimiz olan Canaydın gerçek bir spor insanıydı. Onun başkanlığı döneminde böyle bir karar çıkması bende hep soru işareti uyandırmıştı. Bilmiyorum, belki de karşı çıktı ama oy çokluğuna saygı duydu.

Haberin Devamı

O günlerde yazdığımız yazılarda bu kararın sporun ruhuna olduğu kadar insan haklarına da aykırı olduğunu defalarca belirttik. Spor basını işin peşini bırakmayınca bir süre sonra stat kapasitesinin yüzde beşinin rakip seyirciye ayrılması kararı çıktı.

Tribünlerin yarı yarıya paylaşıldığı günlerde daha az şiddet vardı

Bu karardan sonra stadyum şiddetinin azalması bir yana daha da arttı. En azından, bir zamanlar İstanbul’un üç büyüklerinin maçlarında stadyumların tribünlerinde yarı yarıya oturma düzeni sağlandığı günlerde daha fazla olay çıkmaya başladı taraftarlar arasında.

Yüzde beşlik küçük grup, yüzde 95’lik büyük topluluğu adeta çileden çıkartıyordu. Büyük grup, etrafı çevrilmiş kafesi andıran bir yapı içindeki konuk seyirciye herhangi bir müdahalede bulunamadıkları için gerildikçe geriliyor, hiddetlenip maç sonunda şiddet uygulayabilmek için kendilerini bileyliyorlardı.

“Arena” adı neden kaldırıldı?

Siz insanları kafes içine hapsederseniz onlar da kafeste yaşayanlar gibi davranmak zorunda kalır. Bu sosyolojik gerçeği hep yaşadık. Sonuçta gelinen nokta çağımız gerçeğiyle taban tabana zıt bir durum ortaya çıkardı.

İnsan hakları, demokrasi, birlik ve beraberlik söylemlerini dilimizden düşürmüyoruz ama 11 Fenerbahçeli futbolcuyu arenayı andıran bir ortamın içinde tribünlerin önüne atıyoruz. Cumhurbaşkanı statlardan “arena” adını kaldırttı.

Çok da iyi oldu. Ne var ki pratikte arena uygulaması ve arena kültürü devam etmektedir. Bugün geldiğimiz noktada bir zamanlar “okullar olmasa maarifi yönetmek kolay” diyen Milli Eğitim Bakanı’nın durumuna düştük. Şehrin güvenliğini sağlayamayan bir emniyet teşkilatını içinize sindirebiliyor musunuz?

YORUM YAZ