MENÜ

Top artık Tudor'da

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Flaş transferlerle bu sezon yıllardır taraftarın özlemini duyduğu takım haline gelen Galatasaray, ilk 3 haftada en büyük şampiyonluk adayı olduğunu gösterdi. Bundan sonraki kısımda artık sorumluluk tamamen Tudor’da

Yeni sezona flaş transferlerle giren Galatasaray, lige de çok iyi başlangıç yaptı. Yepyeni bir kadro kuran Dursun Özbek, bu çabası ile çok uzun zamandır aldığı eleştirilerin de şimdilik önüne geçmiş oldu. İmkanları sonunda kadar zorlayıp iyi bir kadro kuran, topu Tudor’a atan Özbek’in işi bundan sonra da hiç kolay değil. Önemli maliyetlerle iyi bir takım kuran Dursun Özbek’in finansal disiplini sağlayıp sağlayamaması takımın sahadaki performansını olumlu ya da olumsuz etkileyecektir. Çünkü bir gerçek var ki kadronuza dahil ettiğiniz kariyerli yabancı oyuncular maaşlarını gününde alma konusunda son derece hassaslar.

Özbek çözümü bulmuş olmalı

Ve bu sezonki kadronun yabancı ve kariyerli isimlerden kurulu olması bu durumu son derece önemli hale getiriyor. İşin özü bu kadar başarılı bir transfer sezonu geçiren Galatasaray’da Dursun Özbek’in işi kolaylaşmış değil. Yeteri kadar tecrübeye sahip olan Özbek’in şimdiden bu durumun çözümünü bulduğunu düşünüyorum.

En büyük şampiyonluk adayı

Bu sezon, yıllardır taraftarın özlemini duyduğu takım haline gelen Galatasaray, ligin ilk üç haftalık bölümünde en büyük şampiyonluk adayı olduğunu gösterdi. Bir takımın kaliteli kadrosu, savaşan oyuncuları, takım ruhunu yakalamış futbolcuları varsa orada başarının gelmesi zor değildir. Şu ana kadarki tablo bu öğelerin Galatasaray’da olduğunu gösterdi. Bundan sonraki kısımda artık sorumluluk tamamen Tudor’da.

Huzur ortamı baki kalırsa

Hırvat çalıştırıcı, iyi giden takımı sezon sonuna kadar hem mental hem de fiziki açıdan yukarılarda tutmayı başarısa mutlu sona ulaşacaktır. İlk defa Galatasaray gibi büyük bir takımı çalıştıran Tudor’un geçriğimiz sezondan yeterince ders çıkartmış olduğunu düşünüyorum. Eğer Florya’da şu anki huzur ortamı baki kalırsa, genç hoca uzun lig maratonunda karşısına çıkacak sorunları çok daha kolay aşabilecektir.

SORULAR ÇOĞALDI

Milli takımımızın, Ukrayna ve Hırvatistan’la oynayacağı iki kritik maç öncesi Lucescu’nun basın toplantısı merakla bekliyordum. Tecrübeli hocanın kadro seçimindeki kriterleri açıkçası benim kafamda soru işaretlerine neden oldu. Bir çok detayda benzer sorular sorulabilir ama kadronun ilk açıklandığı gün ortak soru ‘Oğuzhan bu kadro’da neden yok?’ oldu. Tam bu konu alevlenmeye başlamışmışken ani bir kararla Lucescu, Oğuzhan’ı kadroya aldı.

Hocadan keskin başlangıç

Şimdi merak ettiğim sorular şunlar: Oğuzhan neden kadroda düşünülmedi? Ne oldu da bir anda kadroya dahil edildi? Ya da Oğuzhan unutulmuş muydu? Basın toplantısının ilk sorusu da normal olarak bu oldu. Hoca ise keskin bir başlangıçla ‘Sadece aptallar fikir değiştirmez’ dedi. Bu belirli ölçüde kabul görebilir. Hocanın ‘hata yaptım ve düzelttim’ dediğini algıladım ilk önce. Fakat devamındaki ‘İlk üç haftalık süreçte Oğuzhan’ın performansını yeterli bulmadım ’ açıklaması yerine oturmadı.

Arda mı belirleyici oldu

Lucescu tecrübesindeki bir çalıştırıcı bunu derse devamında yeni sorular gelir aklıma. Selçuk’un ilk üç haftalık performansını nerede gördünüz? Ozan Tufan neyi fazla yaptı da gözünüze girdi? Cenk Gönen’i ne ara izleme fırsatı buldunuz da kadroya dahil oldu? En önemlisi de Arda’yı son dönemde kaç maçta üst üste izleme fırsat buldunuz? Yoksa Arda ile yaptığınız bire bir görüşmenizdeki konuşmanız performanstan daha mı belirleyici oldu? Bu durum Lucescu’nun basın toplantısında söylediği gibi ‘Oğuzhan’la benim’ aramda olabilecek bir mevzu değil. Net ve akla yatkın açıklamalar gelmedikçe bu sorular hiç bitmeyecektir.

YORUM YAZ