MENÜ

İnsanlık için bir dakika!

Abone Ol Google News

Tek bir yanıtı var bunun; Ölüme davetiye çıkarmak. Sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk futbolunun Efsane’si olan Lefter Küçükandonyadis, ölümü göze aldı, sevgili dostu Aziz Yıldırım’ı Metris Cezaevi’nde son bir kez görebilmek için. Öylesine seviyordu onu... Ama doktorları izin vermedi bu yolculuğa. O da, bunu satırlara döktü, ölümünden birkaç gün önce. Ve dostu Aziz Yıldırım’a gönderdi torunu Özlem’le. Diyordu ki mektubunda, “Fenerbahçe’ye ve sana haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bunları yanına gelip söylemek isterdim, fakat doktorum izin vermiyor. Rıdvan da sağolsun helikopter temin etmiş, beni sana getirmek için. Uçmaktan çekinmeme rağmen gelmek istedim ama izin vermiyorlar lanet olsun... Yanına gelemiyorum ama sana torunum Özlem’le bir resmimi ve mektubumu gönderiyorum. Benim için yaptıklarını unutamam asla. Ne kadar ömrüm kaldı bilemem. Hakkını helal et yeter benim için.”

Haberin Devamı

Aslında bu satırların devamı vardı bence; “Sağlığımda ben sana gelemiyorum, inşallah sen bir an önce cezaevinden çıkar ve öldüğümde cenazeme gelirsin.” Eminim ki, bunlar aklından geçmiş ama cezaevinde sıkıntılı günler geçiren can dostunu üzmemek için dillendirmemiş, mektubuna yazmamış, yazamamıştı.

Haberin Devamı

Son mektubu, onun vasiyetiydi... Can dostunu yaşarken son bir kez görmek, gözlerini bu fani dünyaya kapadığında ise yanında olmasını istemek... İlkine ömrü yetmedi ne yazık ki. İkincisi? Vefatıyla sadece Fenerbahçeliler’i değil, tüm sporseverleri büyük üzüntüye boğan Türk futbolunun Ordinaryüs’ünün dillendiremediği bu isteği yerine getirmek çok mu zor? Yetkisi varsa Şike Soruşturması’nı yürüten Sayın Savcı, yoksa Mahkeme Başkanı ve üyeleri, cezaevi müdürü, Bakanlar Kurulu, yoksa Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yoksa Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, onun bu son vasiyetini yerine getirmez, getiremez mi? Ne olur, Aziz Yıldırım özel bir izinle gözetim altında Lefter’in naaşının yanına getirilse. O da, çok değil, bir, sadece bir dakika boyunca can dostunun naaşı başında kalıp, son duasını okusa ve vedalaşsa... Eminim ki, Aziz Yıldırım, bu bir dakika için bir yıl hapis yatmaya razıdır. Ama bu, son zamanların moda deyimiyle, “Aziz Yıldırım’a özel” değil; Yunanlılar, “Bırak Türkiye’yi gel, bizim milli takımımızda oyna” önerisi getirdiğinde, “Benim vatanım Türkiye” diyen, Atina’da kalp krizi geçirdiğinde kendine geldikten sonra ağzından ilk olarak, “Beni İstanbul’a götürün. Öleceksem vatanımda öleyim” sözleri dökülen Lefter Küçükandonyadis’e özel bir uygulama olacak. Bu, kimseyi rahatsız etmez bilesiniz. Tam tersine toplumsal uzlaşıya büyük katkı sağlar. Ne olur!..

YORUM YAZ