MENÜ

Hayırlı işler Abdullah Bey!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Deivid’in sayılmayan golü ‘hakem şanssızlığı’ymış. Bu, hangi pencereden baktığınıza bağlı. Evet doğru, bir pencereden hakem şanssızlığı. Çünkü yardımcı hakem, pozisyon gereği Denizli’li son oyuncunun hizasındaydı ve pozisyona uzaktı, golü veremedi. Bu, onun şanssızlığı. Ama bir hakem (orta tabii ki), bu şanssızlığı, şansa çevirebilirdi.
Nasıl mı?
Çok basit...
Kalecinin hareketlerine bakarak... Ne yapıyor o pozisyonda Denizli kalecisi Cenk. Top kendisini geçip, üst direğe vururken, geriye dönerek seyrediyor çaresiz şekilde. Top, yere çarpıp, tekrar üst direğe yöneldiğinde de bir hareket yok. Donmuş gibi. Sonra yavaş hareketlerle, dışarı çıkan topu tutuyor. Hareketlerinden çıkan anlam şu; Golü yemenin kızgınlığıyla topa bir vole yapıştırıp, (birçok futbolcunun yaptığı gibi) kaleden içeri göndermek. Zaten ramak kalıyor bunu yapmasına. Sonra dönüyor, tuttuğu topu, (santra yapmaları için) arkadaşlarına göndermeye hazırlanıyor. Ama bir bakıyor ortada düdük sesi falan yok, (belki de içinden derin bir ‘oh’ çekerek), meşin yuvarlağı oyuna sokuyor. Oysa topun çizgiyi geçmediğini görse (veya sansa), daha yere düştüğü anda can havliyle uçması ve yakalamaya çalışması gerek. Yani hareketleriyle gol olduğunu bas bas bağırıyor.
Eğer siz, futbolcu psikolojisinden biraz anlayan bir hakemseniz, hiç tereddütsüz golü verirsiniz. O zaman da büyük hakem olursunuz.
“Yardımcım bayrak kaldırmadı” diye düşünüp, (kurallara göre doğru) pozisyonu devam ettirirseniz ise hakem (!)
Hadi bu, hakemlik-büyük hakemlikle ilgili, ya 4. hakemin yaptığına ne demeli! Futbolcu (Vederson) uyanmış kendisi çıkıp, Deivid oyuna girerse, sahada 7 yabancı olacak ve takımı hükmen yenik ilan edilecek. Israrla çıkmıyor, yanlışı işaret ediyor. Emre de uyanıp, Deivid’e engel oluyor. 4. hakem Abdullah Yılmaz ise nedendir bilinmez, ısrarla Brezilyalı’yı sahaya itekliyor. Sanki adam, “Fenerbahçe kural ihlali yapsın da, hükmen mağlup ilan edilsin” derdinde. Oysa böyle bir durumda yetki kendisinde. Yani öncelikle onun engel olması gerek kural ihlaline. O zaman adama sormazlar mı, “Ne iş Abdullah Yılmaz!” diye.

YORUM YAZ