MENÜ

Voleybolda sonradan pişman olmamak için

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı’nın Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde ikinci olması, sporda yönetimin, doğru teknik heyet ve doğru oyuncu seçiminin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir örnek oldu.

Unutmayalım ki bu takım kurulalı daha 1,5 sezon oldu ve rakipleri, uzun yıllardır bu düzeyde mücadele eden, uyumlu ekiplere sahiplerdi.

Şimdi geriye kalıyor, bu takımın iskeletinin korunarak geliştirilmesi meselesi!

Bu konuda o kadar iyimser olamıyorum.

Gamova’nın “iyi bir pasör alınacak” vaadiyle sözleşmesinin uzatılması elbette çok önemli.

Ama iyi pasör almakla mesele bitmiyor.

Altı kişinin aynı anda sahada oynadığı uyumlu bir ekip kurmak, yabancı oyuncularla yerli oyuncuları kaynaştırıp, kadro derinliği yaratmak gerekiyor.
Burada önemli bir engel ile karşı karşıyayız.

Çünkü Türkiye Voleybol Federasyonu, “milli takım oyuncu sıkıntısı çekiyor” gerekçesiyle yabancı oyuncuların kadroda bulunmasını kısıtlıyor. Üç oyucu alabilecek ve bunun sadece iki tanesini oynatabileceksiniz.

Üst düzeydeki oyuncuların kabul etmeyecekleri bir durum bu!

Üst düzey oyuncu, oynamak için gelir. Formunu böyle korur, milli takımındaki yerini böyle korur, piyasasını böyle muhafaza eder.

Oynamama olasılığını baştan kabul ederek gelecek oyuncu ise Gamova, Osmokroviç ayarında olmaz!

Voleybol Federasyonu, elbette milli takımları da düşünmek zorunda! Genç oyuncuların milli takım düzeyine kendilerini geliştirerek yükseltmeleri için önlem almak zorunda.

Ama bunun yolu yabancı yasağı değildir.

Meselâ Fenerbahçe’de smaçör Cemre var. 1992 doğumlu. Geleceğin yıldızı olabilir. Önünde Osmokroviç ve Gamova gibi örnekler varken, böyle üst düzey oyuncularla antrenman yapıp, onların maç performanslarını izleyerek öğrenirken bunu başarması mı daha kolaydır, yoksa sıradan smaçörler ile çalışıp, oynarsa mı kendisini daha iyi geliştirebilir?

Yanıtı çok kolay bir soru.

Voleybol Federasyonu, genç oyuncuların milli takıma hazırlanmasını yabancı sayısındaki sınırlama yerine, kariyer sınırlaması ile daha kolay sağlayabilir oysa.

“Ülkesinin milli takımında oynamayan, uluslararası turnuvalarda şu kadar maç oynamayan transfer edilemez gibi” sınırlamalardan söz ediyorum. Hatta transfer edilecek oyuncunun geleceği ülke ile ilgili sınırlamalar bile konulabilir. “Son iki dünya veya Avrupa Kupası’nda ilk sekize kalmayan ülkeden oyuncu alınmaz” gibi!

Ama bürokratik kolaycılık, sayı sınırlamasını daha öne çıkarıyor gibi geliyor bana.

Fenerbahçe Acıbadem, iyi bir örnek oldu ve bu örneği yaratanları yaptıklarına pişman edip, kaçırtmak voleybola fayda değil, zarar verir. Ben tekrar hatırlatmış olayım.

*****

Bir acayip zor yarış!

Son iki haftadır en çok muhatap olduğum soru şu: Şampiyon kim olur? Bursa’yı şampiyon yaparlar mı?

Son iki hafta öncesine kadar şampiyon adayım Bursaspor idi.

Ama Büyükşehir Belediye ve Antalya maçlarında ortaya koydukları performans, bu gerilimi taşımakta zorlandıklarını düşündürttü bana.

Eğer Fenerbahçe, önümüzdeki hafta Beşiktaş ile oynayacağı maçı kazanırsa Bursa üzerindeki baskının daha da artacağını tahmin etmek zor değil.

Çünkü bu maçı takip eden haftalarda onları Galatasaray deplasmanı bekliyor, ligin son haftasındaki Beşiktaş maçı da bir başka gerilim faktörü!

Öte yandan Fenerbahçe’nin de bu noktadan sonra güle oynaya maçlarını kazanacağını söylemek mümkün değil.

Son haftalardaki yükselişin, bu sezon inişli çıkışlı bir grafik izleyen Fenerbahçe için sürekli olacağını kimse iddia edemez.

Bana öyle geliyor ki, son iki haftaya kadar şampiyonluk yarışı, kimin kazanacağı belli olmayan bir düğüm olarak sürecek.

Böylesinin daha eğlenceli olacağını da düşünüyorum aslında.

“Bursa’yı şampiyon yaparlar mı” sorusu ise, işe bazı oyunların karışacağı ve Bursa’nın yarış dışına itileceği varsayımını taşıyor.

Böyle soranlara Bursaspor’a son haftalarda verilen kolay penaltıları, verilmeyen gerçek penaltıları hatırlatıyorum.

Aynı şekilde üç büyükler lehine yapılan hataları ve aleyhlerine yapılan hataları da!

Kimse, aklını böyle şeylere takmasın ve oyuncuların alın teriyle sağladıkları başarıları masa başı oyunlara bağlamaya kalkmasın.

YORUM YAZ