MENÜ

Van Persie'yi alan Zlatan'ı da alır

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

“Forbes’e göre 2 sene önce dünyada en çok para kazanan oyuncuyu alabiliyorsanız, İbrahimoviç’i de alabilirsiniz. Kimse hayır demez, mutlu olur, kombine alır, forma alır, korku salar. Bu yıldızları almak büyük iştir ama asıl önemlisi onları takım yapmaktır”

Robin Van Persie, Fenerbahçe’ye değil de Real Madrid’e transfer olsa şaşırmazdım. Kimse şaşırmazdı. Henrik Larsson 33 yaşından sonra Barça ve Manchester United’da randımanlı oynadı. Kimse şaşırmadı... Van Persie’ye hiç şaşırılmazdı. 2 sene önce Forbes’a göre dünyada en fazla para kazanan futbolcuyu alabiliyorsanız, İbrahimoviç’i de alabilirsiniz. Kimse şaşırmaz, kimse de ‘hayır’ demez. Mutlu olur, kombine alır, forma alır, korku salar... Bu isimlere ‘Hayır’ diyene de deli gözüyle bakılır. Buraya kadar sorun yok. Ancak Van Persie, Nani, İbrahimoviç, Robben diye gitmeye başlarsanız, Messi, Ronaldo’dan dem vurursanız risk de doğar. Finansal Fair Play değil bahsettiğim. Taraftar/müşterinin beklentilerini artırmak memnuniyet çıtasını yükseltmektir. Bakın Galatasaray 3 kupa ve Podolski’ye rağmen hâlâ İbrahimoviç dedikodusunun sıkıntısını yaşıyor. Ve asıl önemlisi, bu oyuncuların üst üste alınması takım kurmaktan ziyade koleksiyon yapma, derleme, dermeye girebilir. Roller karışabilir. Yıldızlara yer bulmak zorlaşabilir. Dermeye başladığınız zaman, derme çatmayla komşu olursunuz.

Bu yüzden yıldız almak, hele de bu yıldızları almak büyük iştir ama asıl önemlisi onları takım yapmaktır. Fenerbahçe, Fernando, Sow ve Diego’ya yer bulmaya çalışırken dahi bunun zorluklarını yaşıyor. Topal’la Souza’yı yerleştirirken sıkıntı çekiyor. Bu konuda Aziz Yıldırım’ın dediği gibi beklemek lazım. Hemen hemen tüm oyuncuları ve sistemi tamamen değişmiş bir takımın oturması zaman alır. Yeter ki metot doğru olsun.

Bunun dışında

Geçen yıldan bu yana 3 Temmuz’un ağırlığıyla yaşayan kadroları yenilemenin bir zorunluluk olduğunu ben de söylüyorum. Ancak bu işi geçen sene başlatmak Fenerbahçe’yi şu anda Şampiyonlar Ligi’nde yapabilirdi. Yıldırım’ın bu zorlu yükü İsmail Kartal’ın sırtına bindirmesinin haksızlık olduğunu düşünüyorum. Takımın eksikleri vardı ve Kartal da bunları söylemişti. Ancak başkan onu dinlemedi, bu yorgun kadroya güvenerek hata yaptı.

*Sow’u tutmak kararını doğru buluyorum. O kalibrede bir golcü bulmak kolay değil.

*Maç başı ve primleri kaldırmak çok doğru. Bu konuda Kulüpler Birliği’nde bağlayıcı bir karar almak işi kolaylaştırır..

*Ülkede futbolcu değil sporcu yetiştirmek imkansız. Yıldırım bu konuda haklı. Öncelikli sorun söylediği gibi yetiştirici ve sistem eksikliğinde. Bu işi, okulları ve beden eğitimcileri entegre etmeden çözmek olanaksız.

*Cüneyt Çakır’ın Avrupa’daki gibi maç yönetmesi için tüm aktörlerin Avrupa’daki denkleri gibi davranması gerekir. Bu olmadan, ondan bunu bekleyemeyiz.

*Başkan’ın, soyunma odasına girmekle, patron olarak hesap sormayı birbirine hala karıştırıyor olmasına şaşırıyorum. Halbuki bunun faydasını hiç görmedi. Hatta Zico olayında olduğu gibi sıkıntısını çekti. Soyunma odası sporcu ve görevlilerin nabzının yüksek olduğu, adrenalin dolu olan kırılgan yerlerdir. Hesap orada sorulmaz. Faydası da olmaz. Ama Başkan hesap sorar, futbolun detaylarını da sorar. Bu konuda bir itirazım yok.

YORUM YAZ