MENÜ

Şike krizi kimi etkiledi?

Abone Ol Google News

Fenerbahçe 5 yılda 2 kez son maçta şampiyonluk kaçırdı. Bu yıl Şampiyonlar Ligi kuralarına 24 saat kala kupadan ihraç edildi. Başkanı, asbaşkanı tutuklu. 2 maç ceza aldı. Önemli oyuncularını kaybetti. Bu sene sonunda şampiyon olsa bile küme düşebilir. İstediği transferleri yapamadı. Kalan oyuncular travmalı.
Teknik heyet, yönetim istifadan döndü.

Haberin Devamı

Takım geçen seneki standartta oynamıyor.

Ve fakat takım lig lideri.

Galatasaray baştan aşağı değişti.

İdeal 11’in kimlerden oluştuğu dahi belli değil.

Terim bu hücum oyuncularıyla Ocak’a kadar idare edeceğiz diyor.

Onlar da Fenerbahçe gibi pek ahım şahım oynamıyor.

Ve fakat takım lig 2.’si...

Belediye şike soruşturması kapsamında oyuncuları tutuklu olan ender takımlardan.

Başkanı TFF görevi nedeniyle ayrıldı.

Seyircisi yaratıcı ama az. Kamuoyu yok. Ve fakat takım lig 3.’sü...

Trabzonspor oyunun omurgasını kaybetti. Onur, Egemen, Selçuk ve Umut yok.

Takım geçen senenin oldukça gerisinde.

Hiç alışık olmadıkları bir yoğunlukla Şampiyonlar Ligi’nde oynayarak yürüyorlar... Buna rağmen ligde de vites yükseltiyorlar.

Haberin Devamı

Peki futbolun devlerinin her türlü krizi yaşadığı bu olağanüstü zamanda şampiyonluk hedefini bizzat ortaya koymuş olanların durumu ne?

Bu hedef için geçtiğimiz 3 yılda büyük yatırım yapan Ankaragücü, Gaziantep ve Kayserispor ligin dibinde. Hem puanlarıyla hem oyunlarıyla.

Ülkenin zengin toprakları, İzmir, Denizli, Adana, Aydın, Muğla zaten yok.

Trakya hiç yok...

Ve lig yine bildik takımların elinde...

Bu durum en azından, Fenerbahçe, Trabzonspor ve İBB’nin iyi yönetildiğini, Galatasaray’ın ise bu yola girdiğini gösterir mi? Kuşkusuz.

Ancak asıl gösterdiği diğerlerinin iyi yönetilmediğidir.

Hem de çok yüksek, dünya çapında naklen yayın ve bahis gelirlerine rağmen...

Türkiye’nin krizi budur işte.

Büyüklerin hakimiyeti değil...

Diğerlerinin kendilerini piyon olarak görmeleri.

Bu krizden, krizi asıl yaşayanlardan çok etkilenmeleri bu yüzden...

Şimdi söyleyin eder miymiş?

Son ihale öncesinde bu lig 400 milyon dolar etmeli demişti Aziz Yıldırım. Etmez diye düşünenlerdendim.
Digitürk bu parayı verdi.

Yıldırım kazandı... Biz de yanıldık dedik.

Parayı veren varsa demek ki eder!

Çok geçmeden her şey değişti sonra.

Meğer başta yanılmamışız.

Sonra yanıldığımızı sanarak yanılmışız meğer...

Çünkü etmediğini bizzat parayı verenle parayı alan itiraf etti şu olup bitenlerle.

Muhtemel 12 derbi daha eklediler önce fikstüre.

Sonra da zam yaptılar abonelere.

Buna ne tüketici itiraz ediyor. Ne malın sahipleri, ne köle gibi çalışan futbolcular, teknik adamlar ne de biz gazeteciler...

Kimse ne zamma ne de işin artmasına itiraz etmiyor!

Şimdi bunların üstüne kur sabitlenecek, ihalesiz yayın süresi bir kaç yıl artacak vs.

O zaman şimdi bir daha sorma vaktidir.

Bu lig bu parayı eder mi?

Yabancı ayrımcılığı

Bakmayın siz “futbolcular zekidir” teranelerine.

Zeki futbolcular vardır. Çok zeki olmayanlar da...

Her meslek grubunda olduğu gibidir durum.

Zeka açısından futbolcular lehine özel bir durum yoktur.

İlla şunlar zekidir demek gerekirse ben tercihimi elekrik mühendislerinden yana kullanmayı tercih ederim.
Futbolcuların bazılarını farklı yapan da bu durumdur zaten. Misal Arda yeteneklidir. Ama aslında onu farklı yapan farklı bir zekası olmasıdır. Söyledikleri, söyleme şekli, sahada yaptıkları, yapma şekli vs. Hepsi bunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Bu yüzden çok tartışılacak son sözlerini de iyi anlamak gerek. Çünkü biliyorum ki yanlış anlaşılacak.
“Biz 50 bin dolarımızı alamazken yabancılar helikoptere biniyordu” diyor Arda...

Doğru anlamak ve hatanın kimde olduğuna karar vermek lazım.

Hata bizim oyuncularımızdadır.

Sağlam sözleşmeler yapamadıkları için bu oluyor. Bir meslek örgütleri olmadığı için.

TFF yabancı sınırını kaldırdığında karşı çıkacak bir sendikaları olmadığından.

Play-Off’tan hâlâ yarısının haberdar olmayışından.

Hak verilmez alınır.

...spor’da kimsenin parası kalmaz.

...spor istesin boş mukaveleye imza atarım.

Mantalitesiyle ancak bu kadar olur.

Arda’nın söylediklerini doğru anlamak gerekir.

Ve hepsi Arda kadar zeki olsalar bütün bu saçmalıklar olmazdı... Bunu da bilmek gerekir.

Burak Yılmaz fenomeni

Herhalde Burak Yılmaz’la ilgili en çok yazıyı yazanların başındayımdır. Başta onun potansiyeli hakkında. Sonra değerlendirilemeyen potansiyeli hakkında... Son zamanlarda umutsuzdum.

Ancak en umutlu olduğum dönemlerde dahi bu kadar olabileceğini tahmin etmemiştim...

Burak bügün 18 yaşında zirveyi bulup sonra hiç gelişmeyenlerin aksine her gün üstüne koyarak devleşiyor.

Çok kötü başlayan üst düzey futbol macerasında, önce driplingini geliştirdi. Araya çok iyi kaçar oldu. Çok gol kaçıran oyuncu olmaktan en yüksek yüzdeli yerli santrfor olmaya uzanan bir yoldu bu.

Haberin Devamı

Şutunu geliştirdi sonra.

Kendisini sürekli yere atan ‘yalancı çoban’dı...

Sadece 2 yılda ‘bu adam düştüyse penaltıdır’a ulaştı...

Sadece kafa vuruşları kaldı bana kalırsa. Şu an için herkesten iyi çıkıyor ama havada dağılıyor. Gövdeden kafayı çıkarmayı başardığı anda bu kez dünya çapında olacak.

Şenol Güneş’e, Selçuk’a, Ünal Karaman’a çok şey borçlu.

Ama biz de ona borçluyuz.

Burak bu ülkedeki herkese bir cevher nasıl mücevhere dönüşür, bunun dersini veriyor.

Şimdi potansiyeli çok daha yüksek. Ulaşabileceği seviye en yukarısı.

YORUM YAZ