MENÜ

Pozisyonsuz iyi futbol olmaz

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Genel olarak plan mükemmel. Ancak bu iyi planlanmış ve oyunda bir yönüyle karşılığını bulmuş bu plan neden Alves atılana kadar kaleyi tutan tek şut üretiyor. Bunu sorgulamadan doğru yolu bulamayız.

Bu temelde yaşanan kadro çıkmazından kaynaklanıyor. Fenerbahçe’nin bir numaralı hücum planı Gökhan’ın ve özellikle Caner’in bindirme ve ortaları. Bunu iyi kullanıyor ancak bu gücü tamamlayacak santrforu bulamıyor. En iyi olasılık arka direkte Kuyt’ın tamamlaması. Emenike o santrfor değil. Meireles, Topal ve Emre de ceza sahasına dalış yapmıyor. Yani Caner silahı aslında boşa sıkılıyor. Geriye bir tek Emenike’nin topla birebir yakalayıp stoperleri geçmesi kalıyor. Bu açıdan penaltı pozisyonu tek başarılı iş.

Geçen yıl Ersun Yanal ceza sahasına mümkün olduğunca çok adam sokarak bu eksiği belli oranda gideriyordu. Kadıköy’de Galatasaray’a karşı atılan 2. golde ceza sahası içi ve üstünde tam 8 Fenerbahçeli oyuncu vardı. Bunun takımla başka bir yöntemi yok. Bu takım bu gerçek santrforsuzluk ve delici orta saha eksikliğiyle başka türlü akın sürekliliği ve gol şansı yaratamaz. Bu yüzden oyuna ve topa hakim olduğu maçlarda (buna derbi de dahil) gol şansı bulmakta büyük zorluk yaşıyor.

Dolayısıyla ortaya çıkan şu: Fenerbahçe oyuna hakimdi ama Muslera kurtarış yapmadı. Bu seviyede bu olmaz.

Eskiye dönüyorlar...

Fenerbahçe delici orta saha oyuncularına sahip değil, pivot özellikli sadece 1 santrforu var.

Bununla kalmıyor. Orta sahadaki 3 temel oyuncusunda 2’si devamlılık açısından güvenilmez. Emre ve Raul’un kalan maçlarda 25 maç oynayabileceğini kim garanti edebilir. Bu durum geçen sene de sabitti. Yanal bunlara geçici ve başarılı çözümler üretebildi. Ancak kadrosundan tam olarak memnun muydu? Hayır... Diego 1. sınıf bir oyuncu. Ama bu eksikleri ezbere gideremez. Çünkü onun pozisyonu Fenerbahçe’de yok. Ancak Yanal’ın geçen sene sıklıkla başardığı ikna yöntemiyle dönüşebilirdi. Sow, Emenike ve Caner gibi. Bu olmadığı gibi geçen yıl dönüşenler de yavaş yavaş eskiye dönüyor.

Teknik direktöre ihtiyaç yok!

Şu bir gerçek ki bu kadronun topu ayağında tutması için teknik direktöre ihtiyaç yok. Herkes topu koşturmayı biliyor. Ancak topla ilerlemeyi Emre dışında pek bilmiyorlar. Yanal bunu değiştirmeyi başarmıştı. Takımı önde tutarak. Bu yıl burada gerileme var. Özellikle stoperlerin sıklıkla geri kaçması Fenerbahçe orta sahasını zorluyor. Zaten topla adam eksiltme açısından kıt bir ekibi bu kadar geri koşturmak akın sürekliliğini bitiriyor. Alves geçen senenin de gerisinde. Yaptığı saçma sapan faulden bahsetmiyorum dahi. Oyuna kendisini vermezse bu oyun yürümez. Mümkün değil. Geçen sene kaybedilen tüm maçlarda onun ve Egemen’in önde baskıyı terk ettiğini görmek mümkün. Onlar bu oyuna bağlı kaldığı sürece Fenerbahçe hücum yoğunluğu ve akın sürekliliğini hiç kaybetmedi.

Böyle yürümez

Bakın! Fenerbahçe topa sahip olduğu için övünmez. Gol ya da goller bulur ya da rakip kaleci kahraman olur.

İkisi de olmuyorsa iyi oyundan bahsedilemez. İsmail Kartal bu duruma hakimse ve sorunu çözecek metodu varsa ne ala... Yoksa bu pozisyon fakirliğiyle mevzu yürümez.

Kartal kısa konuşmalı

İsmail Kartal çok doğru bir insan. Söylediklerinin içeriği mükemmel. Ancak uzun cümleler ona hata yaptırıyor. Cümleleri kısa tutmalı. Virgül değil, noktayı daha fazla tutmalı. Lafı ve cümleleri uzattıkça, haddini bilmek gibi hiç olmayacak şeyler çıkıyor ağzından. Bu konuda yardım almakta sakınca yok.

YORUM YAZ