MENÜ

Özer'in füzesiyle

Abone Ol Google News

Özer Hurmacı yarın futbolu bıraksa yine de fazlasıyla hatırlanacağı bir gol attı. Alex’in veliahtı olarak transfer edilmişti. Şu ana kadar bunu hak edecek bir şey yapmamış olsa da Alex’in dahi bugüne kadar atmadığı bir gol attı. O mesafeden savunma yerleşmiş, kaleci de olması gerektiği yerdeyken kaleye vurmayı akıl etmesi bile inanılmaz. Övgüyü hak ediyor.
***
Bir başka övgüyü hak eden ise yağmur değil tufana rağmen 15 dakikada kuruyan zemin. Mersin’in çimlerinden kim sorumlu ise Türk Telekom Arena’ya transfer edilsin.
***
Fenerbahçe sakatlıkları nedeniyle kendi savunmasının sağında sürekli açıkla oynadı. Mersin İdman Yurdu’nun özellikle ikinci yarıda bundan yararlanamayışı inanılmaz. Herhalde Nobre’yi aradılar.
***
Fenerbahçe rakip 10 kişiyken, Mersin kalecisi sakatlanmışken, penaltısı verilmeyen ev sahibi moralsizken dahi rakip üzerinde net bir baskı kuramadı. Sonuç onlar için ne kadar sevindirici olsa da Aykut Kocaman çok mutlu olmasa gerek.
***
Stoch formsuzdu ama bana Daum’un söylediklerini hatırlattı. Daum, Slovak futbolcunun Fenerbahçe seviyesine yükselemeyeceğini söylemişti. Bu tartışmaya açık bir durum. Ama Bienvenu’nünkü kesin gibi. Topla süratli değil, yani kontra için bile Fenerbahçe seviyesinde değil. Onu da bir Daum’a sormak lazım.

Haberin Devamı

Yıldırım oda basmadı mı?

Haberin Devamı

Bünyamin Gezer neden o gün açıklamadı bunu?

Biz hepimiz Aziz Yıldırım’ın Trabzonspor maçının devre arasında onun odasını basıp, bağırıp çağırıp hakemi etki altına aldığını düşünüyorduk.

Bize öyle söylenmişti ve aksini iddia eden de olmadı hiç...

O gün neden birileri ya da Bünyamin Gezer bunun böyle olmadığını söylemedi?
Hakemlikte başınıza gelen şeyler, sonradan paraya çevirebileceğiniz bir sermaye aseti midir?

Bunu yıllar sonra bir otobiyografide açıklığa kavuşturulmuş bir gerçek gibi ele alabilir miyiz? Hayır öyle değil. Bu kadar kısa zamanda, hayır...

Peki diğer taraf? Neden Fenerbahçe böyle bir şey olmadığı konusunda Gezer’i açıklama yapmaya çağırmadı?

Bir taraf için bir süre sonra kullanacak bir gelir kalemiydi bu.

Diğer taraf içinse diğerlerini de etkilemeye yönelik bir güç gösterisi mi?


Yönetime sorular

Beşiktaş’ın da bunu yaşaması gerekiyordu demek ki!

Demek ki, herkesin bir ara lüks rüyasına kapılması gerekiyor...

Onu var eden her türlü özellikle, erdemle ters düşse de Beşiktaş da isimlere kanmalıydı bir dönem.

Quaresma’lar, Guti’ler, Almeida’larla rüyalara dalmak gerekiyordu bir zaman!

Ancak artık yeter.

Şimdi uyanma vaktidir.

Birilerinin artık yönetimine sorması gerekiyor.

1-Neden Mendes’den başka biriyle çalışılmıyor?
2-Neden Hilbert ve Ernst bu kadar zor forma buluyor?
3-Kaç genç oyuncunun bonservisinde fon ortaklığı var?
4-Toplam kaç oyuncunun bonservislerine bahsi geçen fon ortak?
5-Bu fonun ortakları arasında Mendes var mı?
6-Bu fonun ortakları arasında Türk yatırımcı var mı?
7- UEFA ya da FIFA bu oyuncuların bonservisleriyle ilgili size herhangi bir soru sordu mu?
Beşiktaş yönetimi bu konularda kamuoyunu rahatlatacak bir açıklama yapmalı...

Barcelona’yı yenemezsin

Haberin Devamı

Cumartesi akşamı Barcelona’yı seyrederken artık tamamen ikna oldum.
Onları alt etmek imkansız. Hangi takım için olursa olsun.
Barça’yı yenemezsin. Ancak ondan çalabilirsin.
Bir gece baskınıyla bir kaleyi yakmak gibi.
Güçlü bir orduyu pusuya düşürmek gibi.
Aşil’in topuğuna oku isabet ettirmek gibi.
Barça’yı yenemezsin, ancak ondan çalabilirsin...
Öyle amansız bir organizmaya dönüştüler ki, artık yaratıcıları ve unsurları için bile bir övgü vasıtası değil Barça...
Neredeyse korkuyorlar parçası olduklarından.
Rijkaard ve Luis Enrique’den en çok duyulan “benden Barça yaratmamı beklemeyin” değil mi?
Messi, Arjantin’de neden olmadığını, milli formayla neden büyüyemediğini anlatamıyor kimseye? Buna çalışmıyor bile...
Del Bosque milli takımın nasıl böyle inanılmaz bir makine olduğunu açıklayamıyor...
Hayır, kimsenin tam olarak nasıl bu takımın bu hale geldiğini anlayabildiğini sanmıyorum.
Bugün onları yenemezsin, ancak onlardan çalarsın...
Ve anlatamazsın, ancak saygı duyarsın ve hayranlıkla bakarsın...

Gökhan-Ujfalusi, Selçuk-Melo, Baros-Elmander

Galatasaray nihayet iyi bir omurga buldu. Ligde fark yaratan bir orta saha göbeğine sahip. Ön liberosuz oynayabilecek bir orta saha gücü. Ve bu orta sahayla uyumlu çalışabilecek bir hücum ikilisi.
Baros ve Elmander. Birbilerini tamamlayabilecek bir güç. Bu ikilinin toplamında pivot özellikleri de var, verkaç da var...
Araya oynamayı da biliyorlar, sırtı dönük oynamayı da. Selçuk İnan’ı, Burak’la ve Umut’la kurduğu işbirliği ülkenin en pahalı yerlisi yaptı. Bunu Baros ve Elmander’le yapması daha kolay olacaktır.
Ancak Terim’in önceliği Kazım ve Riera gibi duruyor.
Yani hoca kafasındaki oyuna uygun oyuncuları saha sürümek istiyor. (Ki onların 4-3-3’e uygunlukları da tartışılır)
Benim ise eldeki kadro için en iyi oyunun bu olduğuna dair kuşkularım var.
Çünkü Galatasaray’ın omurgası 4-4-2 varyasyonlarını dünya klasında yapabilir.
Terim maçın sonunda değil, baştan bir denese...

Haberin Devamı
YORUM YAZ