MENÜ

İnananlar ve inanmayanlar

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Aykut Kocaman’ın Sneijder ve Yasin’in koridorlarını kapatan başarılı savunma oyunu, Burak’a da koşu alanı bırakmıyordu. Mehmet Güven’in organizatörlüğündeki Konya orta sahası savunma yönünde geri dörtlüsüyle mükemmel bir bütünlük gösterdi. Bunun yanında pasla çok iyi çıktılar. Zaman zaman Hasan Kabze’ye uzun atıp onun Djalma, Kenan ve Mahlangu’ya top indirmesiyle topu rakip alana taşıdılar. Bu, Galatasaray’ın alıştırdığı maç başı baskısını sıfırladı. Sneijder, Burak, Yasin gibi oyuncuların bireysel katkılarını da çok azalttı.

Savunma yönünde çok iyi işleyen Kocaman planı, 2 sebeple eksik kaldı. Birinci Muslera korkusu...

Konyalı hücumcular özellikle de Kenan ve Hasan Kabze’nin Muslera’yı asla geçemeyeceğine olan inancı vuruş kalitesini çok düşürdü, hatta zaman zaman vurmaktan imtina ettiler.

İkincisi ise bazı alanlarda dünya çapında şablonlar üreten Kocaman’ın tıpkı Fenerbahçe’de olduğu gibi kontratak şablonları üretip oturtmayışı. İkinci yarıda Galatasaray topyekün yüklenmeye çalışırken en büyük güvencesi de bu oldu. 3’e 2, 4’e 2 akınlarda Konyalılar orta sahadan iyi çıktı fakat asla ceza sahası içine sağlıklı top sokamadılar.

Galatasaray, Bruma-Emre değişikliğinden sonra daha sağlıklı bir hücum hattına sahip oldu. Her ne kadar organizasyonu oturtamadılarsa da! Melo, Olcan ve Sabri’nin hızlı tıop aktaramayışları özellike Burak ve Sneijder’i baskıya soktu. Ama tehdit olmayınca hep biraz daha kalabalık rakip ceza sahasına gitme özgüveni oluyor. Galatasaray da bu özgüvenle oynadı işte. Konya atamayacağına ne kadar inanıyorsa, ev sahibi de atacağına o kadar inanıyordu.

Maçı 74’te Burak bitiremedi, 10 dakika sonra Selçuk bitirdi.

İnanırsan olma ihimali yüksektir, inanmazsan olmayacağı kesin.

YORUM YAZ