MENÜ

Hedef ikincilik

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Maceraya başlarken unutmamamız gereken gerçekler var. 2014 elemelerinde biz grup 4.’sü olduk. Tek kutuplu bir grupta, Macaristan ve Romanya’nın ardından.
İzlanda ise grup 2.’si olarak Play-Off’lara kaldı.
Bir önceki grupta 2012 elemelerinde 3. olmuştuk.
2010’da ise Play-Off’ta kaybettik.
Çok net, belirgin bir düşüş trendi içerisindeyiz. İkinci, üçüncü, dördüncü...
2005’te Dünya 4.’sü olan U17 ve Dünya Kupası’nda gruptan çıkan U20 takımlarımıza dayanan şu andaki milli takıma yeterli deneyim kazandırabilmiş de değiliz. Oyuncularımız A milli seviyede yeterli maç sayısına ulaşamadı. Misal geçen yılın ligde en iyi oyuncusu Caner’i daha yeni ilk 11 yapabildik. Selçuk ve Burak gibi ligi domine etmeye başlayan oyuncuları ise 30’larına merdiven dayadığında üst seviyeye yükseltebildik. Bunu 22-23 yaşlarındayken yapabilmeliydik.
Yani yaş olarak ayarı, 27 ortalamayı tutturuyoruz. Ancak üst düzey maç tecrübesi açısından eksiğiz. Milli formayla 10 golden fazla atmış 2 oyuncumuz var kadroda.
Sonuç olarak Hollanda, Letonya, Çek Cumhuriyeti, İzlanda ve Kazakistan’dan oluşan grupta Türkiye’nin doğal yeri 3.’lüktür.
2’lik başarıdır. Çünkü tarihimizde yer aldığımız hiçbir grupta 1. olabilmiş değiliz. En iyi kadromuzla ve en formda zamanımızda dahi...
Hayale dalmamak, efsanelere inanmamak gerekir.
Bu çerçevede plan basittir: Deplasmanda yenilme, içeride hep kazan.

İş güvenliği

Empire State Binası, New York’ta 1929 yılında inşa edilmeye başlandı. O günün teknolojisiyle büyük bir hızla 15 ayda tamamlandı. İnşaat sırasında 5 işçi hayatını kaybetti.
85 yıl sonra ‘Üç büyüklerin yükseldiği’ inşaatta ise bir asansörde
10 can gitti.
Yıkılmak üzereydi Ali Sami Yen. İnsan sağlığı için, tehlike arz ettiği için bir dönem UEFA maç oynatmadı, hatırlarsınız.
Güvenlik sebebiyle yıkıldı ve yerinde ‘üç büyükler yükselirken’ bir asansör yere çakıldı. 10 can gitti...
İstanbul’un başka bir yerinde bir başka gökdelen de geçen aylarda konu olmuştu. Soma’da 301 canın gittiği madenin sahiplerinin Spine Tower’ı.
İş güvenliğiydi sorun. Orada da burada da...
İş güvenliği yetersiz olduğu için ölen 301 insanı anmak ve yardım için Manisa’da oynanan maçın hakemi Abitoğlu’na MHK Başkanı Alp maçtan sonra şu soruyu sordu: Olaylar nedeniyle neden maçı tatil etmedin?
‘Maçın anlamı sebebiyle’ dedi hakem. ‘Soma yararına olmasaydı tatil ederdim.’
İş güvenliği sebebiyle ölen 301 vatan evladını anmak için önce iş güvenliğini sağlamak gerektiğini anlamayan bir hakem, futboldaki iş güvenliğini hiçe sayarak maçı oynatmaya devam etti.
Şükür kimseye bir şey olmadı.
Bir hafta sonra futbolcuların dizlerine kadar çime battığı Mersin’de de maçı bitirebildi hakem. 2 sakat verildi zemine. Ve Süper Lig başladı.
Şükür kimse ölmedi.
Şimdilik...

Soylu bir yol
Adana ülkenin tarım başkenti. Adana ülkenin sanayi merkezlerinden biri.
Adana göç veren değil göç alan şehir. Spor kültürü olan bir şehir.
İpek Soylu, Adana’dan çıkıp USopen’da genç çift bayanlarda şampiyon oldu. Bunu, yolu kendisi ve ailesi çizerek yaptılar. Hazır bir yol yoktu. Patikayı açtılar. Şehri terkederek. Herkes Adana’ya çalışmaya gelirken o ayrılmak zorunda kaldı.
Babası Adana’da çalışırken o annesiyle İstanbul’a gitti. Halbuki dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinin Adanası’nda onun gibi sporcular için yol hazırdır. Misal, imkanların olmadığı Hakkari’de büyümedi İpek. Adana gibi bir dev endüstrinin ortasında çıktı. Ama orada kalsa olmayacaktı. Mecbur kaldı. Şimdi bakalım İstanbul’un yolları yetecek mi İpek’e? Yoksa yol açmaya devam mı edecek? Bu sadece İpek’in değil, İstanbul’un da sınavı.

YORUM YAZ