MENÜ

Grupları şimdiden hak etmişlerdi...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Biliç’in oyun sistemi de bu stratejiye dayalıydı. Kağıt üzerinde Sanchez ve Cazorla’nın etkili kanat akınlarıyla sonuca gidecek bir oyun gibi duruyor onlarınki. Ancak aslında göbekteki Arteta, Wilshere ve Ramsey’i devreye soktuğunda geniş bir alanda 6 oyuncuyla hücum edebilen, hatta savunma kanatlarını da işin içine sokabilen bir oyun.

Demba Ba gibisi yok


Ama Beşiktaş buna izin vermedi. Veli, Necip ve Oğuzhan, Atiba’nın yokluğunda Arsenal’in merkez orta sahasına iyi pres yapıp onları kaleye yaklaştırmadı. Sonuç olarak iş Santi Cazorla ve Alexis Sanchez’in bireysel becerilerine kaldı. Beşiktaş’ın başarısı sadece oyunu kesmek ve bu oyuncuları preslemekle kalmadı. Kapılan topları ileriye taşımakta da iyiydiler. Tabii bunda Demba Ba’nın rolünü özellikle vurgulamalı ve oyuncuyu övmeli.
Müthiş bir soğukkanlılıkla girdiği pozisyonlarda istediği vuruşları yapamadı ancak ileride üstlendiği pivot rolü olağanüstüydü. Beşiktaş uzun süredir bu kadar oyuna damga vuran bir santrfor istihdam etmemişti. İnsan dünkü oyunu görünce atamadıklarına daha fazla üzülüyor. Henüz santradan vurduğu şutu, Szczesny parmak uçlarından dışarı çıkarabildi. Belki top üreticisinin bundan önce piyasaya sunduğu, rüzgarda iyice yalpalayan top kullanılsaydı o golü kurtarmak imkansız olabilirdi. Sonra Oğuzhan’ın pasında gelişine sol ayakla vurduğu ve iki kez çalımlarla kaleye inip denediklerinden birinin gol olmayışı büyük şanssızlık.

Tek bir eksik vardı


İkinci yarıda oyuna hızlı ve etkili başlayan Arsenal’de Arteta’nın sakatlanması ise şans. Bilic’in çektiği ayarla, hakemin biraz kendine gelişi ve kırmızı kartı da rahatlıkla çıkarabilmesiyse bir teknik direktör başarısı. Dünkü iyi oyunda hemen herkesin rolünü pozisyon kaybetmeden yapışı önemli. Artık bir iki oyuncuya ekstra parantez açmalı. Mustafa Pektemek, bunların başında geliyor. Çok da alışık olmadığı bir pozisyonu, en az santrforda oynadığı kadar iyi oynadı. Yine zaman zaman topu almadan plan yapmayışının sıkıntısını çekti. Ama yine de çabası takdire değer. Onu tamamlayan İsmail’in oyunu da... Büyük bir soğukkanlılıkla bütün koridoru çok iyi kullandı ve rakibin rahat çıkmasını engelledi. Arsenal onun kanadından neredeyse etkili hiçbir akın üretemedi.

2-0 haksızlık olmazdı


Belki de bahsedeceğimiz tek eksiklik, rakip 10 kişi kaldıktan sonra içine düşülen bilinmezlik hali. Biraz daha risk alıp skor aramakla, sistemi bozmadan devam etmek arasında bocaladılar. Ancak bu normal. Sadakatle uydukları oyundan dönüp belki de sorun yaratabilecek bir sisteme geçmek riskliydi. Eğer bunu da yapabilmiş olsalar, zaten grupları şimdiden hak edeceklerdi. Ancak en azından oyunu ikinci maça bırakma başarısını gösterdiler. Şahsen karışık bir ruh halinde olduğumu da söylemem lazım. 1-0 ya da 2-0’lık bir sonuç, kuşkusuz haksızlık olmazdı.

YORUM YAZ