MENÜ

Aslan'a 3 yıldız lazım

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray geçtiğimiz sezonun devre arasında çok oyuncu aldı, katkı dönüşümü olmadı. Telles ile Koray dışındakilerin kumaşı ve gelecekteki katkısı tartışılır

Aslan, yeni dönemde 3 kritik takviyeyle fark yaratabilir. Yeni hocanın sağ beke, Melo-Selçuk ayarında çok yönlü bir orta sahaya ve yön belirleyecek bir kanada ihtiyacı olacak

Taraftarların hoşuna gitmeyecek kuşkusuz ama bir ülkede yabancı sınırlaması varsa yabancı kaleci lükstür. Dünyanın en iyilerinden birine sahip olsanız da. Türkiye’de ezeli rakiplerde de olsa Galatasaray’ın kalesini koruyacak kaleciler var. Üstüne Muslera’yı yüksek bonservislere satmak mümkün. Eğer finansal açıdan Mancini’yle ayrılacak noktaya geldiyseniz bunu da düşünmek zorundasınız. Galatasaray Sneijder, Telles ve Melo dışındaki tüm yabancılarını değiştirebilir. Ve sol bek dışında hemen her bölgeye transfer yapabilir. Ancak en acilleri ne diye sorarsanız, sağ bek, orta sahaya Melo-Selçuk ayarında iki yönlü bir oyuncu derim. Oyunu değiştirecek olansa hücum kanatları. Ancak Türkiye’de değil, dünyada bu pozisyona uygun ideal oyuncular bulmak zor.

Bu bilinen durumdaki senaryo

Bir de bilinmeyen şartlar var. Borç yükü ve UEFA’nın FFP (Finansal fair play) dayatmasının boyutu netlik kazanmış değil. Buradaki evrilmenin boyutu ne olacak? Bu sorunun cevabını beklemek lazım. Mancini görüşmesinin basına sızmayan detayları bu açıdan önemli. Drogba’nın ayrılışı bir son mu, yoksa bir başlangıç mı? Bunun cevabını sanırım yakında görürüz. Eğer Sneijder ve Melo’ya kadar uzanan bir kadro boşalması olacaksa o zaman Lucescu tercihi daha da mana kazanır. Ancak bu tip bir kadro değişiminin sonuçları taraftar nezdinde sorunlar çıkarabilir. Bir de Lucescu artık eski Luce değil. Geniş ve rahat bütçelere alıştı. İşte asıl soru bu. Finansal kemer sıkma ne boyutta olacak? Bekleyip göreceğiz.

Sportif başarı evet ama...

Aslında 2 şampiyonluk iki sene üst üste Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkma, bir çeyrek final, son olarak yine Şampiyonlar Ligi bileti özel başarılar... Hiç kuşkusuz. Bu açıdan söylenecek çok bir şey yok. Ancak herkesi kendi misyonlarıyla değerlendirmek gerekir... Aysal’ın ‘kurumsal süreklilik’ misyonu iflas etti açık bir şekilde. Açık konuşalım Mancini’yle geçen salı ayrılmadı Aysal, 3-4 ay oluyor ipler kopalı. Çünkü Aysal’ın yönetim mantığı aynı dili konuşabileceği bir futbol aklına ihtiyaç duyuyor. Ancak onu bulamadı. Bu yalpalamalar bundan. Bu açıdan bakıldığında ‘Mancini’yle ayrılmak doğru mu?’ sorusuna cevap bulmak zor. Çünkü başta onunla çalışmak yanlıştı. Çok başarısız demiyorum. ‘Çok daha başarılı giden bir iş neden bozuldu?’ diye soruyorum. Terim’le ayrılınsa bile onun metotlarını devam ettirecek birisi gelmeliydi. Mancini geçmişi reddetti. Bu sezon ortasında yapılacak bir şey değil. Ayrılma ise tamamen onun kararı. Yönetim boşanmak istese de bu işin yürümeyeceğine bizzat Mancini ikna oldu.

Bu ikilinin yeri dolmaz

Selçuk ve Burak, Türkiye’de şu anda yeri doldurulmaz oyuncular. Burak’la ilgili fikrim en yerin dibinde olduğu dönemde dahi aynıydı. Selçuk için de öyle. Orta vadede Selçuk’suz bir Galatasaray düşünülemez. Ve asıl önemlisi takımla gerçek bir bağ kurmuş olması. Geçen sene taraftar tepkisinden bu denli etkilenmesi bunun göstergesi. Bu kadar kırılgan olması bir handikap kuşkusuz. Ancak 5 yabancı kısıtlaması varken o olmadan olmaz.

O hoca anasının karnından doğmadı

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın aradığı hoca daha anasının karnından doğmadı. 3 yılın ardından ortaya çıkan tablo amiyane şekliyle bu. Belki Wenger... O biraz olsun bu klasmana girebilir. Çünkü Aysal banka CEO’su gibi teknik direktör arıyor. Futbol dünyası bu standardı üretmez. Aslında bu gerekmez de. Önce Terim, ardından Mancini... Şimdi de Lucescu... O olmazsa Hollanda-Alman ekolü diyor başkan. Peki bu dizilimin mantığı ne? Ne arıyor Aysal? Bu aslında aradığını bulamadığının ama kamuoyunun istediklerini yaptığının işareti. Bir sakinleştirme hamlesi daha. Terim kararı da buydu. O gittikten sonra dünya çapında, itiraz edilemeyecek olan Mancini hamlesi de aynı. TFF de Terim sonrası aynı hamleyi Hiddink’le yapmıştı. Şimdi Lucescu da hem tribünlerin hem de medyanın hemen onay vereceği isim. Bu hamlelerin arkasında kurumsal bir futbol mantığı yok. Halkla ilişkiler var. Ve belki de biraz UEFA skıştırması...

Mancini’den ayrılmak


Mancini’den ayrılma hamlesinin iki yönü var. Tazminatsız boşanma bir yandan yönetimin çok büyük başarısı. Öte yandan daha 8 ay geçmeden Mancini’nin deyimiyle ‘sıradışı bir teklifin’ fos olduğunun ortaya çıkması gerçeği var. Terim’le 4 değil 5. yıldıza giderken, Mancini’ye sıradışı bir teklif yaparak kurumsal ve geleceğin takımını kurarken hep aynı duvarlara toslamak söz konusu.

Sadece Telles ve Koray Günter

Devre arası transferlerden sadece Telles ve Koray Günter’in üst sınıf oyuncu olduğunu düşünüyorum. Koray’a kesinlikle şans tanımak lazım. Fark yaratacak bir futbol aklı var. Telles ise çok üst düzeyde geldi. Hemen uyum da sağladı. Brezilya’dan direkt Türkiye’ye gelen adamlarda az görülen bir durumdur bu. Ancak ilerleyen haftalarda genel düşüşe de uyum sağladı. Genç oyunlarda bu normal. Umarım bu düşüş durur.

YORUM YAZ