MENÜ

Servet, Tümer ve Mourinho...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Türk Futbolu’nda şu sıralar sıradışı ve yoğun bir trafik yaşanıyor. 3 büyüklerde, ligde sadece 6 hafta geride kalmasına rağmen inanılmaz bir gerginlik var. Bir teknik direktöre veda edildi bile, diğer 2’si idam sehpasında. Açıklamalarıyla gündem yaratan yabancı ‘krallar’, yönetimle ters düşen yıldızlar. Milli takıma bakıldığında ise, durum farklı değil. 2010’a kadar sözleşmesi bulunan Fatih Terim’in geleceği, kadroya alınan ve alınmayan gurbetçiler, değer verilmeyen lejyonerler. Biraz topa basalım diyorum. Bir röportaj, bir fotoğraf ve bir basın toplantısı dikkatimi çekmişti geçen hafta. Nedenini sizlerle paylaşmak istiyorum...

Milli Takım Kaptanımız Servet Çetin, Milliyet’ten Erhan Telli kardeşimize 4 gün önce şu açıklamayı yapmış: “Türk futbolcusu Avrupa futbolcusu gibi değil, oynayamıyor diyorlar. Hem de eleştiriyorlar. İşte bütün maçlarda çıkıp sakatlığımıza rağmen oynuyoruz. Var mı Avrupa’da böyle bir futbolcu peki? Avrupa’dan gelip bize transfer olan bir futbolcuyu, ufacık bir problemi olduğu zaman sahaya çıkartabiliyor musunuz? Maçta oynatabiliyor musunuz? Oynatamıyorsunuz! Ben bunu övünmek için söylemiyorum, ama ben sadece elimden geleni yapmaya çalışıyorum...”
Hem Galatasaray’ın hem de Ay-Yıldızlı ekibimizin en çok güvendiği isim bu sözlerle kendisini savunuyor, yabancı yıldızlara gönderme yapıyor. Ben de merak ediyorum. Acaba bu yüzden mi Avrupa’da 2-3 oyuncumuzun dışında kimse dikiş tutturamıyor. Sık sık sakatlanan oyuncuların tekrar sahalara dönmesi beklenenden daha uzun zaman alıyorsa, sebebi bu mudur? Özellikle milli oyuncularımızın istikrar sağlayamamasının sırrı, Servet’in bu sözlerinde mi gizli! Bravo Servet, Türkiye seninle gurur duyuyor...

Tümer’in sıradışı karakter yapısından bahsetmek istemiyorum. Zaten kendisi de eleştirilmekten pek hoşlanmıyor; Kolundaki “Sadece Tanrı beni sorgulayabilir” dövmesi bunun kanıtı. Yine Fenerbahçe’den ayrılışı, ‘özel’ sebeplerden ötürü kısa Yunanistan macerası, EURO 2008 fiyaskosu ve Kanarya’ya dönüşü hep sessizce gerçekleşti. Fakat Tümer’in profesyonelce hareket etmediği kesin! Sakatlık döneminde bile kendine iyi bakmadığını biliniyor. Geçenlerde usta objektif Yusuf Dursun’un çektiği bir resme daldım. Luis Aragones, bir çalışma esnasında Tümer’e şefkatle yaklaşıyor, milli oyuncunun yanağından okşuyor. Belli ki, bir şeyler söylemek istiyor veya nasihatta bulunuyor. Ama nafile, Tümer kaçıyor. Elleri cebinde, kendisine gösterilen ilgiden rahatsız sanki! Herkes de merak ediyor; Tümer ne zaman yeşil sahalara dönüyor?

Milan-İnter maçının ardından, Şampiyonlar Ligi’ndeki İnter-Werder Bremen karşılaşması öncesi. Jose Mourinho basın karşısında. Gazeteciler Portekizli’nin yanlış seçimini sorguluyor. Bir basın mensubu, “Milan maçındaki taktiğiniz yanlıştı, kadro seçimi hatalıydı. Bu yüzden de mağlubiyet kaçınılmazdı” diyor. Başarılı teknik adamın yanıtı herkesi şoke ediyor: “O zaman Bremen maçı kadrosunu siz yapın. 11’i yazın, bana verin...” Gazeteci karşı atağa geçiyor: “Olur, yaparım ancak yıllık 9 milyon EURO maaşınızın yüzde 10’unu verirseniz...” Salonda gülüşmeler devam ederken son sözü Mourinho söylüyor ve golünü atıyor: “Benim kaç para aldığımı bile bilmiyorsunuz. Yıllık gelirim sponsor ve reklamlarla birlikte 14 milyon EURO...”
Keşke bu gibi diyaloglar bizde de yaşanabilse, futbolun sadece futbol olduğunu herkes anlayabilse...

YORUM YAZ