MENÜ

Güzel konuşuyorsun hocam da...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Yabancı futbolcu kuralı ‘keyfi’ olarak bir kez daha değiştirilirken, tabii ki de değişik tartışmaları beraberinde getirdi. Futbol otoriteleri olumlu olumsuz görüşlerini belirtirken, antrenör seminerinde birçok konuşmacı konuyla ilgili detay verdi. Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de kendine has üslubuyla, ‘Futbolumuzu tekrar nasıl canlandırırız?, dünya futboluyla tekrar nasıl yarıştırırız?’ı anlatmaya çalıştı. Peki hocam, çok güzel konuştunuz da aşağıda belirteceğim ‘alışkanlıklarımızdan’ vazgeçmeden, Allah aşkına Türk futbolu rayına oturur mu?

Madem öyle, tepeden başlayalım; Futbola siyaset karışmaz denir, federasyon başkanı seçimle değil atamayla gelir. Federasyon Başkanı, ‘artık Türk takımlarına ceza yok’ der, 2 güzide kulübümüz men cezası alır. Ardından diğer cezalar gelir. Finansal Fair Play olayında sınıfta kalırız. Anadolu takımları dönüp dolaşır yıllardır 3-5 teknik adamla idare eder, sonra ‘neden antrenör yetiştiremiyoruz?’ denir.

Milletvekilleri kulüplere futbolcu, teknik adam hatta yönetici tayin eder. Yöneticiler 6222’nin ‘tillah’ını işler, kimsenin gıkı çıkmaz. Başkanlar her yerde konuşur ceza almaz, ceza alanlar, kimseyi takmaz, alayına gider yapar. Irkçılık yap, kaptan ol Sporcusu ırkçılık yapar, milli takım kaptanı olur. Yabancısı ana avrat küfür eder, el kol hareketleri yapar, hakem raporuna rağmen affedilir. Hocası küfür eder, cezası ertelenir. Disiplin ve Tahkim’de çifte standart diz boyu. Seyirci sahaya atlar, ‘düğün davetiyesi dağıtıyordum’ der. Holiganlar sahaya inip futbolcuyu darp eder, ertesi gün TV’de, hem de canlı yayında kahraman ilan edilir. 6222’den karakola gidenleri yine o taraftarların mensup olduğu kulüp yöneticileri kurtarır. Yabancılar banka garantisi (!) isterken, yerli futbolcu emeğinin karşılığını, yani kazandığı parayı asla zamanında alamaz. İtiraz ederse kadro dışı kalır, buna da itiraz ederse kovulur. FİFA’ya gider, bizimkiler CAS’a çıkar, 10-15 milyon Euro’luk olurlar ama onlar için fark etmez, çünkü o para
kendi ceplerinden çıkmaz! 300-500 bin Euro’luk ödemeleri geciktiren yöneticiler Dünya starlarını elinden kaçırır. Gelecek vaad eden hocalar gelir, 3-5 hafta bilemediniz 3-5 ay sonra kovulur. Aynı isimler sonra Dünya Şampiyonu olur!

Transferde her yol mübah...


Transferde büyük hile hurda vardır. Özellikle de iç transferlerde oyunculara değerlerinden fazla bonservis bedeli ödenir. Birileri, yani aracılar ceplerinidoldurur. Yabancı transferlerde işler daha vahim. 1 liralık oyuncu bizim ülkede 5 lira kazanır. Menacerler yöneticilerle ‘ortak pazar’a girer... Büyük takımdan, Anadolu’ya transfer olan futbolcunun sözleşmesine eski takımına karşı forma giyemez maddesi konulur. Matematiği zayıf olan büyük kulüp yöneticisi fazla yabancısı için Anadolu’daki ahbabına rica eder işi çözer. ‘Büyük’ kulüp başkanları yabancı hocalara neler neler vaad eder, sonra ortadan kaybolur. Milli takımda revizyon denir, revizyon bir türlü gerçekleşmez. Takımdaki ‘abiler’ racon keser. Gurbetçi oyunculara karşı cephe oluşturulur. Tehdit vardır, menacerlerini değiştirmeleri istenir. Karşı çıkanlar milli formayı bir daha göremez. Kampta oyuncular kız davası nedeniyle birbirine silah çeker. Silahı çeken formayı giymeye devam eder, mağdur olanlar evinde oturur, Ay-Yıldızı TV’den izler.

Biraz da özeleştiri...

Hadi biraz da özeleştiri... Medyada bu düzenin değişmesini istemeyen baronlar vardır. Bir de çakallar. Baronlar daha profesyonel çalışır, karda yürür, izini belli etmez. Çakallar kuru sıkı gibidir. Çok ses
çıkarırlar, zaman zaman futbolcu, hatta yönetici tehdit ederler, güçlü olduklarını zannederler ama kamuoyu önüne çıkamazlar, kısacası 5 para etmezler... Yani uzun lafın kısası, futbolun bir oyun olduğunu, kazanmak kadar kaybetmenin de bir gerçek olduğunu, Fair Play’i, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, hakemlerin de hata yapabileceğini, ve en önemlisi iyi, dürüst ve ahlaklı insan olmayı öğrendiğimiz zaman zaten Türk futbolu hak ettiği yeri bulacaktır, emin olun...

YORUM YAZ