MENÜ

Eller cepte keyifler yerinde

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İki kez pas geçtiğimiz büyük turnuva havasına girmiş bulunmaktayız. Bir aksilik çıkmazsa biz de bugün, akşam üzeri Portekiz’le karşılaşacağımız Cenevre’ye ayak basacağız... Terim ve öğrencileri de sanırım büyük sınava hazır durumdalar. Ancak Terim’in açıklamaları beni yine tedirgin etti... Önce rakiplere kendi üslubuyla “Kimseden korkumuz yok. Büyük konuşmak istemiyorum ama biz iddialıyız kardeşim, Portekiz maçında kim yıldızmış herkes görecek” diyerek gözdağı verdi... Sonra “Yazmadan beni bir arayın sorun, birileri beni milli takımda görmek istemiyor, Emre olayı çok zamansız ortaya çıktı” sözleriyle medyaya kızdı... Son olarak da Orhan Pamuk’a, “Ben de onu yetersiz milliyetçi buluyorum” diyerek karşılık verdi ...
Aslında listeyi uzatabiliriz ancak şuraya varmak istiyorum; Futbolda her türlü motivasyon vardır. Terim, UEFA Kupası şampiyonluğuna giden yolda bu konuda ders vermiştir, herkes bunu kabul etmektedir. Fakat, aynı teknik adamla milli takımımızın nasıl bir Dünya Kupası’nı ‘es’ geçtiği de aşikardır...
Sizlere, Fenerbahçe’nin eski teknik adamı, şu an Rusya’nın hocası Hiddink’in bir anısını aktarmak istiyorum. Hiddink, yardımcısı Korneev ile birlikte, antrenmana takım otobüsüyle değil, bisikletle gitmeyi tercih ediyor. Önden çıkıyorlar, arkalarında takım otobüsü... İkili yolu otobüs geçmesin diye kaplayınca futbolcular kızıyor, şoför kornaya basıyor. İkili hiç aldırmıyor. Sonra otobüse yol veriliyor. Otobüs geçerken, Hiddink isyanını sürdüren oyuncularına orta parmağını gösteriyor!
Hollandalı futbol adamı olayı şu şekilde açıklıyor: Onlar teknik adamı ciddi ve aşırı kuralcı olarak görebilirler ama bu şakayla benim de insan olduğumu, zaman zaman iki tarafın esprilerle daha iyi kaynaşabileceklerini göstermek istedim...
Evet, hoca-oyuncu ilişkisi bu şekilde de yaşanabiliyor. Bir de sevgi, saygı var mesela. Devlet büyüklerine örneğin. Henry ve Anelka, EURO 2008 öncesi Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile sohbet ediyor. Eller cepte, rahatlar ve büyük olasılıkla aynı ruh haliyle maçlara çıkacaklar, belki kaybedecekler belki kazanacaklar. İşte bu tablo ne zaman bizde yaşanır, o zaman futbolda kaybetmenin dünyanın sonu olmadığını kavrayabiliriz belki...

YORUM YAZ